Mesela üremenin gerçekleriyle baş eden, genç bir kadın hakkındaki komedinin satmayacağına. | TED | أن كوميديا عن امرأة شابة تتعامل مع الواقع التناسلي لا أستطيع البيع |
En güzel çağında genç bir kadın, yaşamından, ailesinden oluyor. | Open Subtitles | امرأة شابة فى مقتبل العمر تُحرم من حياتها وبصرها وعائلتها |
Hindistan'da genç bir kadın olmak gerçekten nasıl bir şey? | TED | كيف تكون حقاً حياة امرأة شابة في الهند؟ |
genç bir kadın olarak gelişiminden endişeliyim. | Open Subtitles | لكن انا قلقة بشأن مرحلة نموّك لتصبحي فتاة شابة |
Beyefendi lütfen gitmeyin. 5 dakika içinde genç bir kadın sizinle ilgilenecek. | Open Subtitles | لا تذهب يا سيدي خلال خمس دقائق سأحضر إمرأة شابة لك |
Kadın iki yıl önce milyarder kocasını daha genç bir kadın için terk etmiş. | Open Subtitles | لقد هجرت زوجها البليونير منذ سنتين من أجل امرأة يافعة |
genç bir kadın ise, hayatındaki hedefinin bir fast food restoranında çalışmak olduğunu söylemişti. | TED | أو امرأة شابة تخبرني بأنه يوجد لديها هدف لمدى الحياة ، بأن تعمل في مطعم وجبات سريعة. |
"Erkekler bundan tiksiniyor gibi davranıyorlar," bunu genç bir kadın söyledi. | TED | "تصرف الشباب مثل وكأنهم يشمئزون منه" هذا ما قالته امرأة شابة. |
Delhi, Lucknow gibi muhafazakar şehirde eşcinsel genç bir kadın olduğunuzu hayal edin. | TED | تصور أنك امرأة شابة مثلية في مدينة محافظة نسبيًا مثل لوكناو، التي تقع بالقرب من دلهي. |
Bu parçada, Nijerya'dan bahseden genç bir kadın var orada mutlu olacağını düşünen bir kadın. | TED | كان الجزءالأول، حقيقة، هناك امرأة شابة تتحدث عن نيجيريا، إذ لديها إحساس بأنها ستكون سعيدة هناك. |
genç bir kadın gördün mü Hollywood filmlerinde oynayanlara benzeyen bir kadın? | Open Subtitles | هل رأيت امرأة شابة في هذه الأرجاء تشبه نجمات هوليوود بالألوان؟ |
Uzun zaman önce genç bir kadın dünyaya geldi ağabeyleri ve ablaları gibi. | Open Subtitles | منذ زمن طويل امرأة شابة انفجرت الى العالم مثل إخوتها وأخواتها |
Cannon Tiyatrosu'nun arkasındaki sokakta güzel,genç bir kadın. | Open Subtitles | وقالت امرأة شابة جميلة في الزقاق خلف المسرح كانون. |
genç bir kadın 30-35 yaşlarında 1,65-1,70 boylarında. | Open Subtitles | إنها امرأة شابة عمرها بين 30 و 35 عاماً طولها بين 5.2 و 5.4 أقدام |
Gelinlik çağında, baştan çıkarıcı genç bir kadın evinde dolanıp duruyor. | Open Subtitles | صالحة للزواج، فتاة شابة تتمشى حول المنزل |
Her şeyini kaybetmiş genç bir kadın. Yine de ailesini öldüren insanlara çalışıyor. | Open Subtitles | فتاة شابة بريئة فقدت كل شيء، وما زالت تعمل لدى القوم الذين قتلوا عائلتها |
Fakat büyümüş kendine güveni olan genç bir kadın olmuşsun. | Open Subtitles | و لكنكِ كبرتِ لتصبحي إمرأة شابة ذات ثقة كبيرة. |
İyi aileden gelmiş genç bir kadın kendisini kocası olmayan bir adamla yatakta buluyorsa her durumda ayartılmıştır. | Open Subtitles | امرأة يافعة من عائلة رائعة تجد نفسها في سرير رجل ليس زوجها تعتبر وبلا شك مغوية |
Küçük kızımız artık genç bir kadın. | Open Subtitles | بنتنا الصغيرة أصبحت فتاة شابّة الآن |
Bu öykünün asıl kahramanları, Rose Mapendo adlı genç bir kadın ve çocukları. | TED | والأبطال في هذه الحكاية هي امرأة صغيرة وهي روز مابيندو وأطفالها |
genç bir kadın... | Open Subtitles | إمرأة يافعة... |
genç bir kadın vardı evlenmek istediğim, ama ona verecek hiçbir varlığım yoktu. | Open Subtitles | وكانت هنالك امرأة شابّة.. كنت أتمنّى الزواج بها, لكن لم تكن لديّ فرص لا شيء لأقدمه.. |
- genç kocasını işe götüren genç bir kadın. | Open Subtitles | سيدة صغيرة بالسن تقل زوجها للعمل |