"genç ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • صغيرة و
        
    • شاب و
        
    • صغيراً و
        
    • شابة و
        
    • أصغر و
        
    • عندما كنت صغيرا
        
    • فتية و
        
    • كنت صغيرة
        
    • كانت شابة
        
    • كان شابا
        
    • كان شاباً
        
    • صغير السن
        
    • صغير و
        
    • صغير وغير
        
    • صغيرة وضعيفة
        
    Ortodoks teologlar ve güçlü yargıçlar karşısında, kendisini savunan, genç ve dindar bir kadının dramına... Open Subtitles شابة صغيرة و متدينة تواجه مجموعة من اللاهوتيين الأرثودوكس و القضاة الأقوياء
    Şimdi zengin ,özgür, genç ve güzel bir kadın olacaksınız. Open Subtitles الآنستصبحينغنية،حرة، إمرأة صغيرة . . و جميلة
    genç ve oldukça deneyimsizsin ama takıntılı değilsin. Open Subtitles أنت شاب و لا تمتلك خبرة تُذكر لكنك لست مستسلماً
    genç ve duruşmada olmak. Şerefe, esrarengiz yeni koruyucumuz için kesinlikle ben olmayan. Open Subtitles ما أروع أن تكون صغيراً و في قاعة المحكمه. أقترح نخباً بصحّة حامي المدينه الغامض.
    Daycia genç ve olgunlaşmamıştı ve... bağımlılığının kararlarını etkilemesine karşı koyamazdı. Open Subtitles ديشيا كانت شابة و غير ناضجة أدمانها تلقي بغمامة على حكمها
    Fakat benden daha genç ve güçlü birisi yapmalı. Open Subtitles لكن ربما من هو أصغر و أقوى منى هو من يخبر الجافا بذلك
    Özellikle böyle genç ve güzel bir kızın. Open Subtitles خصوصآ إذا كانت فتاة صغيرة و على قدر كبير من الجمال
    şu anda anlıyorum, genç ve istekli olmanın nasıl bir şey olduğunu, ama ben evlenene kadar bekledim, babanda öyle, ve bu şekilde çok daha güzeldi. Open Subtitles أنا أتفهم شعورك أن تكوني صغيرة و تشعرين بالرغبة لكنني انتظرت حتى الزواج
    Senin pozisyonundan ve gücünden, hastalıklı... hassas politik görüşlerinden etkilenmiş... olan genç ve hassas bir stajyer. Open Subtitles انها مستجدة صغيرة و التي تبدون أنها معجبة بمركزك و سلطتك و سياستك السيئة
    Bu kadar genç ve bayan olduğum için hep peşin hükümlü oldular. Open Subtitles كان يبدو أن لديهم تصور مسبق لما أنا عليه لأنني كنت صغيرة و أنثى
    Rob'un sağı solu hiç belli olmazdı, genç ve aptalken bu çok romentik geliyor. Open Subtitles روب كَانَ مزاجيَ جداً، عندما أنت شاب و الأخرس ذلك رومانسيُ.
    Düşünüyorum da genç ve başarılısınız. Open Subtitles سأستخدم الخرطوم سيصل الفني في أي وقت انظر لنفسك أنت شاب و ناجح جداً
    Düşünüyorum da genç ve başarılısınız. Open Subtitles سيصل الفني في أي وقت انظر لنفسك أنت شاب و ناجح جداً
    Zengin, genç ve aptal olduğum zaman. Open Subtitles عندما كنت غنياً و صغيراً و غبياً
    - genç ve aşık olmak böyle bir şey. Open Subtitles يا له من أحساس أن تكون صغيراً و مغرماً.
    Yani sen genç ve güzel bir kadınsın hayranların olacaktır. Open Subtitles اعني أنكِ فتاة شابة و جميلة بالتأكيد سيصير لديك معجبين
    Roman prensi tanıştığımıza memnun oldum, Adnival genç ve az kaslı ama çok güzel bir kızınız var eğer onunla ilgileniyorsanız, neden onunla evlenmiyor musunuz Open Subtitles أمير روما مرحباً ، أيها الأميرال أصغر و عضلات أقل
    genç ve başarılıyken, açgözlü ve budalaydım. Open Subtitles عندما كنت صغيرا وناجحا كنت جشعا وغبيا
    O ruhani konularda bilgi sahibi olamayacak kadar genç ve eğitimsiz. Open Subtitles انها جد فتية و غير مدربة لتعرف أي شيء بخصوص المسائل الروحية
    Beni yanına aldığında çok genç ve masumdum. Open Subtitles عندما أخذني تحت جناحه كنت صغيرة جداً و بريئة
    Yaşlı ve yalnız, genç ve mutlu olduğu günleri anımsamak istiyor. Open Subtitles انه عجوز ووحيد ويحب ان يتذكر ايامه عندما كان شابا وسعيدا
    Eğer genç ve yakışıklı olsa idi, cinsel lütuflarıyla onu karşılıksız olarak kutsardı. Open Subtitles لأنه لو كان شاباً وسيماً لتباركت به ومنحته أطايب جسدها بدون أي مقابل
    genç ve inatçı olması, beni kötü hissettiriyor. Open Subtitles إنه صغير السن وعنيد وهذا يجعلنى أشعر بالسوء
    genç ve işimizi seviyorduk. Yapamayacağımız hiçbir şey yoktu. Open Subtitles كنت صغير و إرتكبت هذا، و لم يكن هناك شيئاً لفعله
    genç ve sabırsız. Bekleyemeyeceğim. Open Subtitles صغير وغير صبور لن أنتظر
    Kız genç ve zayıf. Open Subtitles فهي صغيرة وضعيفة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more