Bana göre Emmet Ray, büyüleyici bir karakterdi. Gençken onun büyük bir hayranıydım. | Open Subtitles | بالنسبة لي راي كان شخصية ساحرة كنت من أكبر معجبيه عندما كنت صغيرا |
Gençken bayağı ilgi çekerdim, ama şimdi halime bak. | Open Subtitles | في شبابي كنت مثيرة للإعجاب، لكن انظر إلى حالي الآن |
Ben Gençken annem ve onun jenerasyonu hayatın kader tarafından belirlendiğine inanıyorlardı. | TED | عندما كنت شابا أمي وجيلها كانوا يؤمنون بأن الحياة مقررة بالقدر |
Ve sonra, Gençken değişime uğramış uzun ömürlü mutantı göreceksiniz. | TED | وبعد ذلك سوف تُشاهدون المُتحولة طويلة العمر عندما تكون شابة |
Sizi öyle dururken görünce, Gençken evimize gelen bir adamı hatırlattınız bana. | Open Subtitles | وقوفك بهذا الشكل، يذكّرني برجل إعتاد زيارتنا في البيت عندما كنت صغيراً |
Gençken, annesi ve üvey babası içerdeyken evi yakmakla tehdit etmişti. | Open Subtitles | يذكر في شبابه انهاً هدد والدته و زوجها بحرق المنزل عليهم |
Gençken gördüğün şey odur her şey çok yakın görünür. | Open Subtitles | هذا ما ترينه في شبابك كل شئ يبدو قريب جداً |
Kız kardeşlerin çok Gençken ayrıldı. Adeta ölümden kaçar gibi. | Open Subtitles | أخواتك غادرن نيو جيرسي و هن ما زلن صغار كنت لتعتقد أن هناك عقود جاهزة لهن في الخارج |
Gençken, babanın ve kardeşinin tarafını tutmak zorunda kaldığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك مضطراً للوقوف مع أبوك وأخوك عندما كنت شاباً |
Gençken Jackson'da her şey ne kadar güzeldi, unuttun mu? | Open Subtitles | أتذكر كم كانت الأمور جيدة عندما كنا صغارا في جاكسون؟ |
Ben Gençken büyükbaban da beni böyle kamp yerlerine getirirdi. | Open Subtitles | جدك اعتاد علي أخذي لنفس نوع المخيم عندما كنت صغيرا |
Ben Gençken Londra'da konserler verirdik ve bu konserlerin bazıları videoya alınmıştı. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرا كنا نلعب في لندن قمنا بتسجيل بعض العروض هناك |
Gençken bayağı ilgi çekerdim, ama şimdi halime bak. | Open Subtitles | في شبابي كنت مثيرة للإعجاب، لكن انظر إلى حالي الآن |
O vapuru çoktan kaçırdım ben. Daha Gençken çok ciddi şekilde çalışmalıydım. | Open Subtitles | لقد فاتني القطار الآن كان علي أن أكون جادة أكثر عندما كنت في شبابي |
Bu kadar Gençken bunu anlaman mümkün değil. | Open Subtitles | عندما تكون شابا, لايمكنك ان تفهم هذه الأشياء, |
Ben Gençken insanları bu başbakan gibi sahiplenen başbakanları çalışmıştık. | Open Subtitles | عندما كنت شابة. درسنا رؤساء يمتلكون أشخاصاً مثل رئيسنا هذا. |
Gençken, bardak küçüktür, doldurması kolaydır. | Open Subtitles | عندما كنت صغيراً كان القدح صغير بحيث من السهل أن يمتلئ |
Henüz Gençken eğlenmek istiyorum. | Open Subtitles | ،لا أريد أن أُدفن هنا فالإنسان في حاجة لبعض المتعة أثناء شبابه |
Bütün hayatım boyunca Gençken sahip olamadıklarımı sana sağlamaya çalıştım. | Open Subtitles | أبدا لا تقول شبابك إنتهى. كلّ حياتي ضاعت للإعطاء |
Üçümüze de Gençken, dünyanın sihirle dolu olduğu öğretilmişti. | Open Subtitles | عندما كنا صغار اعتقدنا ان العالم ملىء بالسحر |
Ama belalı bir şampiyondum. Gençken gerçekten belalı bir delikanlıydım. | Open Subtitles | ولكنني كنت بطلاً مشاغباً لقد كنت تائهاً عندما كنت شاباً. |
Gençken bir kere daha olmuş olabilir, ama emin değilim. | Open Subtitles | ربما كانت هناك مرة اخرى عندما كنا صغارا ، ولكن لست متأكدا |
Dokuz yıl önce, ben daha Gençken ve 20 yaşındayken Beyaz Saray'da stajyerdim. | TED | كنت أصغر سناً منذ تسع سنوات، كان عمري 20 سنة، وكنت متدرباً في البيت الأبيض. |
Babanla çok Gençken tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلتُ و الدكِ عندما كنتُ يافعة جداً |
Çoğumuz, Gençken peri masallarını sevdik. | TED | كل واحد منا تقريبًا قد أحب القصص الخيالية عندما كان صغيرًا. |
Milattan sonra 129 yılında doğan Galen henüz Gençken tıp eğitimi almak için evden ayrılıp Akdeniz'e yol aldı. | TED | ولد سنة 129 ح.ع غادر جالين المنزل في سن المراهقة باحثاً عن الحكمة الطبية بمنطقة البحر المتوسط |
Gençken, babam beni yüksek çeliklerde çalıştırdı. | Open Subtitles | عندما كنت شاب أبي جعلني أعمل بالفولاذ العالي |