Dağın tam üstüne, genişlemeyi gözlemlemek için bir komuta merkezi kurduk. | Open Subtitles | هذا صحيح لقد أنشأنا قيادة ميدانية أعلى الجبل لمراقبة التوسع |
Bizim görebildiğimiz genişlemeyi yarattı ve evrendeki tüm parçacıkları bu büyük, ateşli kütle ısıttı. | Open Subtitles | خلقت التوسع الذى نراه, وسخَّنت كل الجزيئات فى العالم فى هذه الكتلة النارية الكبيرة. |
Ve eğer bunu yaparsa, genişlemeyi kaybedecek. | Open Subtitles | .ولو فعل ذلك , سيفقد تطويره |
Ve eğer bunu yaparsa, genişlemeyi kaybedecek. | Open Subtitles | .ولو فعل ذلك , سيفقد تطويره |
Kapıdaki genişlemeyi ben bile tek başıma üstlenmezdim. | Open Subtitles | ما كنت لأتعامل مع توسيعي القادم بمفردي. |
Kapıdaki genişlemeyi ben bile tek başıma üstlenmezdim. | Open Subtitles | ما كنت لأتعامل مع توسيعي القادم بمفردي. |
Vajinal kanaldaki genişlemeyi hızlandırmak için kullanılıyor. | Open Subtitles | صحيح يوضع بالقناة المهبلية لتسريع عملية التمدد |
- genişlemeyi kontrol eder misin Doktor Lin? | Open Subtitles | -خلا تتفقدي التمدد ؟ |
Eğer yeterince kara madde varsa kara maddenin kütleçekimi er geç genişlemeyi durduracak ve evrenin kendi üzerine çekilmesine neden olacaktır. | Open Subtitles | إذا كان هناك مادة مُظلمة كافية فجاذبيتها ستعملُ في الأخير عى إيقاف التوسع. و سيتهاوى الكونُ حينها على نفسه. |
Dinle, çok tatlı bir yaşlı adamla tanıştım adam genişlemeyi düşünen birkaç yatırım uzmanıyla çalışıyor. | Open Subtitles | إستمعي إلي , لقد عثرت على رجل كبير بالسن ولطيف والذي يدير مجموعة من المحاسبين اللطيفين والذين يريدون التوسع |