"genişletmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • لتوسيع
        
    • بتوسيع
        
    • توسيع
        
    • أوسع
        
    • التوسع
        
    • توسع
        
    • توسيعه
        
    • ليُضخم
        
    • أوسّع
        
    • لتوسع
        
    • توسعي
        
    Maddie bu fenomeni yeni bir senaryoya genişletmek için ısıyı kullanıyor. TED قامت مَادِي باستخدام الحرارة لتوسيع نطاق هذه الظاهرة نحو سيناريو جديد.
    İnsanlar daha uzakları görmek isterse bakış açısını genişletmek için tepeye çıkarlar. Open Subtitles عادةً لو أراد الناس الرؤية لمسافة بعيدة فإنهم يتسلقون جبلاً لتوسيع منظورهم
    Servisimi genişletmek istiyorum ama onun bütçeyle ilgili başka planları var. Open Subtitles كنت سأقم بتوسيع قسمي وهو يتبع نهج مختلف في تحديد الميزانية
    İlk adım, tartışmanın şartlarını genişletmek ya bu ya şu ikilem çerçevesinden uzaklaştırmak. TED الخطوة الأولى هي توسيع شروط النقاش بعيدًا عن إطار إما هذا أو ذاك.
    Fransa'da bir söylenti duydum, hani şu senin gelecekteki krallığını genişletmek için gittiğim yerde. Open Subtitles لقد سمعت كلمة فى فرنسا و أنا أحارب لكى أوسع مملكة المستقبل لك.
    Dünya'yı evrenin sınırlarına kadar genişletmek istiyoruz. Open Subtitles نحن نرغب فى التوسع بحدود الكرة الأرضية حتى آخر الكون
    Tamam, öncelikle, bakış açını genişletmek isteyebilirsin sonra omzunun yumuşak kısmına bastır. Open Subtitles عملياً، عليك أن توسع رؤيتك وبعدها ثبتها في الجانب السهل من كتِفك
    Tek yapmamız gereken, bunu genişletmek ve 66. Otoyol'a giriş kavşağımız hazır. Open Subtitles كل ما علينا هو توسيعه و يجب أن نحفر ممراً يوصلنا للطريق 66
    Bizkazıyı genişletmek gerekiyor . düzenleyebilir ışıklar bu yüzdengece boyunca çalışabilir . Open Subtitles نحن بحاجة لتوسيع دائرة البحث. أهتم بالإضائه حتى نتمكن من العمل ليلا؟
    Çünkü komşu karınca kolonileri imparatorluklarını genişletmek için sürekli saldırılar düzenler. Open Subtitles لأن مستعمرات النمل المجاورة الذي يتطلّع لتوسيع إمبراطوريته يتأهّب للهجوم دائمًا
    Neden? Çünkü bir işi genişletmek için gereken teşvikleri anlamanız için gereken bilgi, insanları, o endüstrideki özel sektör aktörlerini dinlemenizi gerektirir. TED لماذا؟ ﻷن المعرفة هي المطلوبة لتفهم والتي تلزمك لتحفزك لتوسيع أعمالك، يتطلب عليك الإسمتاع إلى أشخاص، ممثلي القطاع الخاص في تلك الصناعة.
    Mikro kredi, piramidin altındakilerin finansal erişimlerini genişletmek için çok iyi ve yenilikçi bir yol oldu. TED كانت القروض الصغرى جيدة، وطريقة مبتكرة لتوسيع الاستفادة من التمويل لصالح أسفل الهرم.
    Ve cazibenin tehlikelerinden kaçınmak için ve cazibeye karşı duyduğunuz minnettarlığı genişletmek için yollar var. TED وهناك طريقة لتفادي خطورة الابهار وطريقة لتوسيع تقديركم لها
    Arama alanını genişletmek için söyle . Para artık hiçbir nesne olduğunu söyle. Open Subtitles أخبريهم بتوسيع دائره البحث، أخبريهم أن المال ليس مشكلة.
    Damarlarımı genişletmek için yemeğime ilaç koyuyor olabilir. Open Subtitles من الممكن أنه قد يضيف ادوية تقوم بتوسيع أوعيتي الدمويه في طعامي
    servet oluşturmak ve özgürlüğü genişletmek için eşsiz bir güç olduğudur." TED بل القوة لزيادة الثروة و توسيع الحرية لا تتطابق
    Afrikalı Amerikalı kadınları dahil etmek için çerçeveyi genişletmek yerine onların davası mahkeme dışına itiliyor. TED بدلًا من توسيع الإطار ليشمل النساء الأمريكيات الأفارقة، المحكمة ببساطة قذفت بقضيتهن خارجها.
    Karalama yaratığından elde ettiğim iz doğrultusunda tarama yapabiliriz. Sadece alanı biraz daha genişletmek gerek. Open Subtitles سنمسح المنطقة بحثاً عن ذات الأثر الذي التقطته من مخلوق الشخبطة، لكن على نطاق أوسع
    Diğer ülkelerin özgürlüklerini ihlal etmek ya da topraklarımızı genişletmek gibi bir amacımız hiçbir zaman olmamıştır. Open Subtitles إن انتهاك سيادة الآخرين أو الشروع في .التوسع الإقليمي لم تكن من أهدافنا إطلاقا
    Son olarak ekip lideri Bishnu, sadece tuvalet inşa etmediğimizi anladı, aynı zamanda bir ekip inşa ettik, bu ekip şu an iki köyde çalışıyor ve sonraki iki köye bu işi genişletmek için eğitim veriyorlar. TED قائد الفريق قد فهم الآن ليس فقط قمنا ببناء دورات مياه بل قمنا ببناء فريق و هذا الفريق يعمل الآن في قريتين حيث يقومون بتدريب القريتين التاليتين للحفاظ على توسع العمل و هذا برأيي هو المفتاح.
    Tüm yapmamız gereken onu genişletmek, ve 66. karoyoluna olan rampamızı yapmak. Open Subtitles كل ما علينا هو توسيعه و يجب أن نحفر ممراً يوصلنا للطريق 66
    Ben çocukken, babam Collins ailesinin imparatorluğunu genişletmek için bizi Yeni Dünya'ya götürdü. Open Subtitles أثناء طفولتي أخذنا أبي للعالم الجديد ليُضخم إمبراطورية "آل "كولينز
    Bu yer için büyük planlarım var. Verandayı genişletmek ve bahçeyi yeniden düzenlemek gibi. Open Subtitles ،أجل، لديّ خطط كبيرة لهذا المكان سوف أوسّع الباحة والمنظر الجمالي لتلك الحديقة
    Bir tarafta bir kimyasal sinyal verildiği zaman, orada şeklini genişletmek için hücreyi tetikler, çünkü hücre sürekli olarak çevrede temas ediyor ve şiddetle çekiyor. TED عندما تحمل اشاره كيميائيه على جهه واحده فأنها تثير الخليه لتوسع من شكلها في تلك الجهه, لان الخليه تلمس وتتجاذب بشكل مستمر في تلك البيئه.
    onun yerine sinemasal ufkunu genişletmek ve bir eğlence parkı uyarlaması yerine önemli bir edebi yapıttan uyarlama bir filmi seçmek istemez misin? Open Subtitles ألا تفضلين أن توسعي آفاقك السينمائية و تختارين فيلماً مأخوذاً عن قصه أدبية و ليس مجرد نزهه ترفيهية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more