Empati çemberimizi genişletmeye bizi iten şey akıldır. | TED | المنطق هو الذي يوفر الدفعة لتوسيع دائرتنا من العطف. |
Böylece videoyla ufkunuzu genişletmeye devam edersiniz. | Open Subtitles | و فى هذه الطريقة ستتمكن من العودة لتوسيع مداركك من خلال الثقافة التى تشاهدها على الفيديو أو الطريقة البطيئة |
Bak, ben bu gece sadece biraz ufkunu genişletmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انظر .. انا فقط احاول ان اوسع افقك قليلاً الليلة |
Pekala, Kültürel deneyimlerini genişletmeye çalıştığım için affet beni. | Open Subtitles | حسناً, سامحيني لأني اردة أن اوسع خبرتك الفعلية |
Paleti genişletmeye çalışan bir sürü insan var. | TED | الآن، هناك العديد من الناس ممن يحاولون توسيع نطاق الوسائل. |
Ama seninle yaptığımız anlaşmanın sınırlarını genişletmeye karar verdik. | Open Subtitles | وبسبب ذلك قررنا أن نوسع مساحة الثقة بيننا |
Peter, belki de ufkunu genişletmeye ihtiyacın var. | Open Subtitles | بيتر , ربما انت تحتاج لتوسع آفاقك يعني مثلا ؟ |
Evet, sınırlarınızı genişletmeye çok heyecanlı bir yatırımcı var. | Open Subtitles | أجل ، لدي مستثمر جاهز ، متحمس جدا لتوسيع نطاق نشاطك |
Alanımı genişletmeye başlayacağım artık. | Open Subtitles | ولكن الآن أعتقد أنني ذاهب لتوسيع نطاق بلدي. |
İşte bu yüzden, iki yıl önce Cyborg Foundation'ı kurdum, bu, insanların birer yarı-makine olmalarına yardım eden ; insanları, teknolojiyi vücutlarının bir parçasıymış gibi kullanarak duyularını genişletmeye yüreklendiren bir vakıf. | TED | هذا هو السبب، في أنني أنشأتُ منظمة "سايبروغ" قبل عامين ، وهي منظمةٌ تحاول مساعدة الناس ليصبحوا "سايبروغ" ، تحاول أن تشجّع الناس لتوسيع حواسّهم باستخدام التقنية كجزءٍ من الجسم. |
Ufkunu genişletmeye hiç zamanın yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لتوسيع آفاقي |
Müşteri portföyümü genişletmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أتطلع لتوسيع قاعدة زبائني |
Yani, ben ara sıra kapsamımızı birazcık genişletmeye ve iklim değişikliği üzerine konuşmaya çalıştım ama o bunu sıkıcı buldu, o yüzden... | Open Subtitles | اعني انني حاولت في بعض المرات ان اوسع نطاق حديثنا و التدث عن التغير المناخي و لكنها وجدت الأمر مملاً جداً |
Hayat tecrübelerimi genişletmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت احاول ان اوسع خبرتي في الحياة |
Ben de şahsen operayı o kadar çok sevmiyorum fakat zihnimi genişletmeye çalışıyorum belki de yanlıştır. | Open Subtitles | انا فعلا" لا احب الاوبرا بصورة كثيرة من اجل نفسي, لكن انا احاول ان اوسع عقلي |
Hepimiz kendimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz... kendimizi anlamaya, kendimizle iletişim kurmaya... gerçekliğimizi kabul etmeye, kendimizi araştırmaya ve genişletmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن جميعا نحاول الوفاء بأنفسنا.. فهم أنفسنا، الحصول على اتصال مع أنفسنا مواجهة حقيقة أنفسنا، استكشاف أنفسنا، توسيع أنفسنا. |
Kütüphaneyi genişletmeye ne dersin? Yeni kitaplar. | Open Subtitles | ماذا عن توسيع المكتبة و احضار بعض الكتب الجديدة |
Bunu takdir ediyorum, Jeff ama düşününce seninle yaptığımız anlaşmanın sınırlarını genişletmeye karar verdik. | Open Subtitles | (أقدر كل هذا يا (جيف وبسبب ذلك قررنا أن نوسع مساحة الثقة بيننا |
- Kaybolmasına neden olmuş olabilecek bir şüpheli bulabilmek için alanı genişletmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | :) تـرجـمـة سـايـمـون فـريـد نحنُ نحاول بأن نوسع قاعدة بحثِنا لنرى لو بوسعنا بأن نربطَ أختفائُها بمشتبهً ما |
Bakış açısını genişletmeye çalışıyorum sürekli bilirsiniz rap müzik her şey değildir. | Open Subtitles | لا أزال أحاول التوسع إلى آفاقك... لأخبرك أن الراب ليس كل شيء لكن... |