"gerçeği biliyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

• تعرف الحقيقة
• تعرفين الحقيقة
• تعلم الحقيقة
• عرفت الحقيقة
• تعرف حقيقة

Şimdi gerçeği biliyorsun ve vermen gereken bir karar var.
الآن أنت تعرف الحقيقة ولديك القرار للقيام به

Ama en azından artık gerçeği biliyorsun. Nereden geldiğini biliyorsun.
لكن أقلها تعرف الحقيقة الآن، تعرف أصلك ومَأتاك.

Şimdi hakkımdaki gerçeği biliyorsun. Haşere gördüğüm zaman ufak bir kız gibi davranırım.
حسناً ، أنتِ تعرفين الحقيقة بشأني أنا مثل الفتاة الصغيرة عندما أرى الحشرات

Yani sen dışarıda olanlar hakkındaki gerçeği biliyorsun ve böyle davranmaya mı karar verdin?
أنتِ تعرفين الحقيقة , عمّا يحدث بالخارج و هذا ما تفعلينه؟

Artık gerçeği biliyorsun. Ona karşı harekete geçmelisin.
الآن بما أنك بت تعلم الحقيقة يجب أن تتصرف حياله

Artık gerçeği biliyorsun.
عرفت الحقيقة الأن

Kalbinin derinliklerinde açık ve yalın gerçeği biliyorsun.
في صميم قلبك، تعرف... الحقيقة البسيطة والواضحة

gerçeği biliyorsun Stokes. Yardım edebilirsin.
"أنت تعرف الحقيقة يا "ستوكس يمكنك المساعدة

gerçeği biliyorsun ama söylemeyeceksin.
أنت تعرف الحقيقة ولكنك لن أقول.

gerçeği biliyorsun Harold! Yüzleşme zamanın geldi!
أنت تعرف الحقيقة يا "هارولد" و حان الوقت لمواجهتها

Şimdi gerçeği biliyorsun.
الآن تعرف الحقيقة.

En azından artık gerçeği biliyorsun.
على الأقل الان تعرف الحقيقة

Çocuğu gördün. gerçeği biliyorsun.
لقد رأيتي الولد ، أنتِ تعرفين الحقيقة

Ülken hakkındaki gerçeği biliyorsun.
أنت ِ تعرفين الحقيقة حول بلدك ِ

Çünkü amcası Amal' la ilgili gerçeği biliyorsun.
لأنك تعرفين الحقيقة بشأن (آمال) الآن، وأنتِ وحيدة. لا، الأمر مختلف.

- gerçeği biliyorsun.
تعرفين الحقيقة.

çoktandır gerçeği biliyorsun.
أنكِ بالفعل تعرفين الحقيقة.

- Artık gerçeği biliyorsun.
لقد صدقت الأمر و تعايشت معه أنت تعلم الحقيقة الآن

gerçeği biliyorsun. Gerçek seni özgür kıldı.
هل تعلم الحقيقة, لقد حررتك الحقيقة

Kalbinde bu dünya ile ilgili gerçeği biliyorsun.
أنت تعلم الحقيقة بخصوص هذا العالم

Sammy ve diğerleri hakkındaki gerçeği biliyorsun, değil mi?
أنت تعرف حقيقة (سامي) و الأولاد الأخرين