| Onu koruduğunu düşünebilirsin, ama gerçeği bilmeye de hakkı var. | Open Subtitles | ربما تعتقد بأنك تحميها لكنها تستحق معرفة الحقيقة |
| Şahsen, eğer birisi zarar görecekse gerçeği bilmeye değmez. | Open Subtitles | شخصياً , لا أظن أن معرفة الحقيقة ذات قيمة لو أنها ستؤذي شخصاً |
| Sana güvendim ve her ne yapıyorsan gerçeği bilmeye hakkım var. | Open Subtitles | ولقد وثقت بك, ومهما يكن ماتحاول عمله هنا, أنا أستحق معرفة الحقيقة الكاملة. |
| Kilisenin vaizi ile ilgili gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | للكنيسة كل الحق في أن تعرف الحقيقة عن قسها |
| Gerçek, Marcia. gerçeği bilmeye hakları var. | Open Subtitles | الحقيقة يا (مارشا) وعليهم أن يعرفون الحقيقة. |
| Bence gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | أظن ، أنه يستحق معرفة الحقيقة. |
| Onunla konuşmalıydım, Mike. gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | "أردت التحدث إليه ، "مايك إنه يستحق معرفة الحقيقة |
| Halk tehlike içinde ve gerçeği bilmeye hakları var. | Open Subtitles | الناس في خطر ولهم الحق في معرفة الحقيقة |
| Ailesinin gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | تستحق عائلته معرفة الحقيقة |
| Çünkü gerçeği bilmeye hakkınız var. | Open Subtitles | لأنكم تستحقون معرفة الحقيقة |
| - İnsanların gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | -حسناً، النّاس يريدون معرفة الحقيقة |
| İnsanların gerçeği bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | الناس يستحقون معرفة الحقيقة |
| Ama bir annenin gerçeği bilmeye hakkı vardır. | Open Subtitles | ولكن الأم لديها الحق في معرفة الحقيقة . |
| gerçeği bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | تستحقون معرفة الحقيقة |
| gerçeği bilmeye hakkı var! | Open Subtitles | إنه يستحق معرفة الحقيقة. |
| Artık benimle evli olmak istemiyor ve sana anlattığım için daha da çok kızacak ama gerçeği bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | انها لا اعتقد انها تريد أن تكون متزوجة من لي بعد الآن وهي الآن سيصبح حتى أكثر سكران أن قلت لك، ولكن أعتقد، كما تعلمون، تستحق أن تعرف الحقيقة. |
| Gerçek, Marcia. gerçeği bilmeye hakları var. | Open Subtitles | الحقيقة يا (مارشا) وعليهم أن يعرفون الحقيقة. |