Yani beyinlerimizi kandırıyoruz, çünkü beynimiz onun aslında bir anlam ifade etmediği gerçeğini kabul etmez. | TED | وبالتالي نخدع عقولنا لأنها لا تقبل حقيقة أن ذلك الشكل لا معنى له |
Kabul etmelisin ki, bazen aradığın cevapların Amerikan Bilim dergisinin kapağından hiçte uzakta olmadığı gerçeğini kabul etmelisin. | Open Subtitles | لكن عليكي تقبل حقيقة أن أحياناً ما تبحثي عنه ليست بأبعد من أولى صفحات كتاب العلوم |
Onun gözde olmadığı gerçeğini kabul edemiyordum. | Open Subtitles | ..بأنني لم استطع تقبل حقيقة أنه لم يكن محبوباً |
İşe hepimizin içinde bir kurt adam olduğu gerçeğini kabul ederek başlayabilirsin. Başka kimsenin görmesini... | Open Subtitles | حسن، كبداية، عليك تقبّل حقيقة أن لدينا جميعاً ذئب كبير وشرير يختفي داخلنا |
Çünkü bütün halkımıza yaşayacak yer temin edemeyebileceğimiz gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | أنه علينا تقبّل حقيقة ،أنه قد لا يمكننا إقناع كل الناس |
Bunların en zoru; bazen öğrencilerimizin baş kaldırdığı kişiler olacağımız gerçeğini kabul etmemiz gerektiği. | TED | والأصعب من كل ذلك، سوف يتطلب قبول حقيقة أننا أحيانا سوف نكون من يثور طلابنا ضده. |
Niçin sadece bu çocuğu tedavi ettiğin gerçeğini kabul etmiyorsun? Ameliyatını durdurmak istiyorsun. | Open Subtitles | لم لا يمكنك القبول بحقيقة أنك شفيت الفتى؟ لأنك تريد عرقلة الجراحة |
Zor şeylerle nasıl mücadele edileceğinin öğrenilmesi gerçeğini kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا أتقبل حقيقه أنه يجب علي القيام بأشياء صعبه |
Sadece yeteneklerinden ibaret olmadığın gerçeğini kabul etmekle başlamalısın. | Open Subtitles | تبدأ بأن تقبل حقيقة أنك أكثر من مجرد القدرات التي لديك. |
Hiçbiriniz siki tuttuğumuz gerçeğini kabul etmiyorsunuz. | Open Subtitles | جميعكم لا تستطيعون تقبل حقيقة أنه ربما ساء وضعنا للغاية |
Hem güçlü hem de zayıf yönlerimiz olduğu gerçeğini kabul etmelisiniz. | Open Subtitles | سيكون عليكم تقبل حقيقة أن لدى جميعنا مواطن قوة... ونقاط ضعف |
Hiçbiriniz siki tuttuğumuz gerçeğini kabul etmiyorsunuz. | Open Subtitles | لكم جميعا لا يمكن أن تقبل حقيقة أنه ربما نحن مارس الجنس. |
Hiçbiriniz siki tuttuğumuz gerçeğini kabul etmiyorsunuz. | Open Subtitles | جميعكم لا تستطيعون تقبل حقيقة أنه ربما ساء وضعنا للغاية |
Ama kız arkadaşımın benden daha güçlü olduğu gerçeğini kabul etmek zoruma gidiyor. | Open Subtitles | لكني أواجه صعوبة في تقبّل حقيقة أني حبيبتي أقوى مني |
Zamanın yeryüzünde, yörüngedekinden farklı aktığı gerçeğini kabul etmek zorundasınız, aksi taktirde, GPS sisteminiz günde yalnızca birkaç cm değil, tahmininizden çok daha fazla, 10, 11, 12 km kadar sapar. | Open Subtitles | عليكم تقبّل حقيقة أن الزمن على الأرض يسري بنسبة مُغايرة للتي على المدار, وإلا, سينحرف نظام تحديد المواقع لديكم, ليس ببضع سنتمترات كما قد تعتقدون, بل بـ 11, أو 12 كيلومتر في اليوم. |
Senin, seni kurtarmaya kimsenin gelmeyeceği gerçeğini kabul etmen gerekiyor. Yapayalnız kaldın. | Open Subtitles | عليكِ تقبّل حقيقة أنّ لا أحدَ سيأتي لينقذكِ... |
Güvenilir resmî bir kaynaktan bu güvenilir rakamlar verilince, katılımcılar dünyanın ısındığı gerçeğini kabul etmeye daha da yaklaştılar. | TED | تزويدهم بهذه الإحصائيات الموثوقة من مصدر موثوق جعلهم يتقبلون حقيقة أن الأرض تتعرض لاحتباس حراري. |
Ve şu günlerde nerde göğsün bitip nerde midesinin başladığını bulamamak gerçeğini kabul etmek. | Open Subtitles | وتقبل حقيقة أن في هذه الأيام من الصعب أن تحدد أين ينتهي صدرها وأين يبدأ بطنها |
Sana zarar verecekleri gerçeğini kabul etmektense, senin için bir anlam ifade etmediğini--- düşünmek daha anlamlı. | Open Subtitles | إنه أقل إيلاماً أن تعتقد أنهم كانوا على حق لمحاولة تحطيمك عن قبول حقيقة أنها لم تقدّرك. |
...kendimiz yapacağız, ya da onu asla mutlu edemeyeceğim gerçeğini kabul edip avukata harcadığımız parayı Lakeview'da bir kooperatife yatıracağız. | Open Subtitles | أو نظل مع القديم لكن نذهب أكثر أو القبول بحقيقة أنها لن تكون سعيدة أبداً... مهما فعلت لذا فلنأخذ النقود التي نضيعها و نقيم عضوية بـ(لايكفيو) |
Ve, evet, seni özlediği gerçeğini kabul edebilirim, ayrıldığınızdan beri darmadağın oldu. | Open Subtitles | ونعم, أستطيع أن أوكد لك حقيقه أنه افتقدك ..فلقد إنهار كل شئ من حوله منذ أن إنفصلتما |