"gerçeğiyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • حقيقة
        
    • بحقيقة
        
    • بواقع
        
    Çocuklarını bir daha asla tekrar kollarının arasına alamayacağı gerçeğiyle yüzleşiyor. Open Subtitles لقد فهمت حقيقة انها لن تحمل اطفالها على يدها مرة اخرى
    En nihayetinde, belki bulunmak istemiyordur gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım. Open Subtitles في النهاية قبلت حقيقة انها لم ترد أن يجدها أحد.
    Normal bir iş için uygun olmadığın gerçeğiyle yüzleşme zamanın geldi artık. Open Subtitles ربما يحتاج ان تواجهي حقيقة انك فقط لا تريدين عملاً بالمعنى التقليدي
    Sağlığımın bize büyük bir yük getireceği gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Open Subtitles دعونا نواجه حقيقة أن صحتي ستمثل عائقًا كبيرًا بالنسبة لنا
    Artık o boyuta ayak basmanın zamanı geldi ve orada da hayallerimiz olduğu gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. TED حان الوقت لنخطو في ذلك البُعد ونعترف بحقيقة أن لنا أحلاما فيه، كذلك.
    Şu anda tedavisi için mücadele ederken dünyadaki binlerce insanın, istismarını izlemeye devam ettiği gerçeğiyle yaşıyor. TED واليوم، بينما تكافح للتعافي، تواجه حقيقة أن الآلاف حول العالم مازالوا يشاهدون الإساءة لها.
    Yani buradaki tipin gerçekten, gerçekten uzak, buna rağmen evrimsel olarak yakın olduğu gerçeğiyle rahat olabilirsiniz. TED تعلمون، بامكاننا أن نجد بعض العزاء في حقيقة أن هذا القرد جدا بعيد عنا بالنسب، ولكن تعلمون يظل هذا التطور، نسبي.
    Birbirimizi sevmediğimiz gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım. Open Subtitles عليّ أن أوجه تلك الحقيقة حقيقة أننا لم نكن متحابّين
    Fakat günün sonunda aynaya baktığımda, ...gerçekte iyi insan olmayı bilmediğim gerçeğiyle yüzleşmek zorundayım. Open Subtitles ولكن في نهاية اليوم عندما أنظر إلى المرآة، أضطر إلى مواجهة حقيقة أنني لا أعرف كيف أكون طيباً.
    Buzz'nin Andy'nin en sevdiği oyuncak olması gerçeğiyle yüzleşemedin. Open Subtitles لم ترد أن تواجه حقيقة أن باز من الممكن أن يصبح دمية أندى المفضلة الجديدة
    Buzz'nin Andy'nin en sevdiği oyuncak olması gerçeğiyle yüzleşemedin. Open Subtitles لم ترد أن تواجه حقيقة أن باز من الممكن أن يصبح دمية أندى المفضلة الجديدة
    O duyguları sonsuza dek kaybettiğimiz gerçeğiyle yüzleşebilmişsin. Open Subtitles بأن تواجه حقيقة أننا فقدنا مشاعرنا إلى الأبد
    O çok güçlü bir fikirdir; eğer doğruysa, bizim bugüne kadar düşündüğümüz evren resminin, çok daha yüksek boyutlu bir evrenin sadece ince bir kesitine hapsolduğumuz gerçeğiyle gölgelenmiş olması demektir. Open Subtitles فهذا يعنى أن صورتنا عن عالمنا عُتِمت بواسطة حقيقة أننا محتجزون على شريحة صغيرة جداً فقط
    Belki biz belki de aşkı bulmak anlamına gelmez olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zamanı. Open Subtitles ربما قد حان الوقت لنواجه حقيقة أنه . ربما غير مقدّر لنا أن نجد الحب
    Oğullarının onu sırtından bıçaklamak üzere ...olduğunu bilmediği gerçeğiyle avuna duralım. Open Subtitles لقد استراح من معرفة حقيقة أن ولديه كانا على وشك الغدر به
    Tamam, içeride tam olarak ne yaptığımı biliyor olması gerçeğiyle yaşayamam. Open Subtitles لا يمكنني العيش مع حقيقة أنها كانت تعرف ما كنت افعله بالداخل
    Zor olduğunu biliyorum, tatlım, ...ama zamanın ilerlediği gerçeğiyle, ...yüzleşmeliyiz. Open Subtitles عزيزي، أعلم أنّ هذا صعب، ولكن علينا قبول حقيقة أنّ الزمن يمضي
    Gemimin gitmiş olduğu gerçeğiyle kıyaslayınca bunların hiç önemi yok. Open Subtitles وكل تلك الحظائر تافهة في ضوء حقيقة أن سفينتي رحلت مرة أخري فهمتما
    Ve insansal sermaye düşüncesindeki bu değişim Hindistan'ın demografık bir temettüden geçtiği gerçeğiyle bağlantılıdır. TED وهذا التغيير في التفكير في رأس المال البشري مرتبط بحقيقة أن الهند تبنت خيار الديمقراطية
    Benim senin için bir tehtid olabileceğimi düşünmesi gerçeğiyle başlayalım. Open Subtitles لنبدأ بحقيقة كونها تظن بأنني سأشعر بالتهديد منك
    Sana, hayatımda olduğun gerçeğiyle her zaman minnettar kalacağım. Open Subtitles دائماً سأشكر واعتز بحقيقة اني قابلتك في حياتي
    Bu hastalıkların hepsinin... ...bedenlerimizin geliştiği çevreden... ...bugün çok farklı bir çevrede yaşadığımız... ...gerçeğiyle doğrudan ilgisi olan... ...güçlü evrimsel bir bileşeni vardır. TED كل هذه الأمراض تحمل عنصرا تطوريا قويا يتصل مباشرة بواقع أننا نعيش اليوم في بيئة مختلفة جداً .عن تلك التي تطورت فيها أجسادنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more