Lütfen gel. Sakin ol ve kıza bunun gerçek olmadığını söyle. Bir de onu sevdiğimi. | Open Subtitles | اصغي، انت بحاجة لأن تهدأي وتخبريها بأن ذلك ليس حقيقياً و أنني أحبها |
Ve bunun gerçek olmadığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | و أنت تعتقدين أن هذا ليس حقيقيا. لا يبدو كذلك حتى الآن. |
Francesca, bunun gerçek olmadığını biliyorum ama yine de bir süre için buna devam edeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | فرانسيسكا، أعرف كلّ هذ ليس حقيقي لذا أنا فقط سأذهب مع هذا، حسناّ؟ |
40 yıl, gerçek olmadığını bildiğin bir evliliğin içinde kaldın. | Open Subtitles | انت استمريت في زواج تعرف انه غير حقيقي لأربعين سنه |
Bunu bu kadar zamandır inceliyordunuz, ve meteor yağmurunda gördüklerimin gerçek olmadığını düşünmeme izin verdin, aklımı kaçırdığımı sandım. | Open Subtitles | كنت تدرسها طوال هذه المدة وجعلتني أعتقد أن ما رأيته يوم ...سيل النيازك لم يكن حقيقياً وبأنني أفقد صوابي... |
Bastığın kapağın gerçek olmadığını nasıl anladın? | Open Subtitles | كيف علمت أن اللوحة الضاغطة لم تكن حقيقية ؟ |
gerçek olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | -أعلم أيضًا أنّك لستِ حقيقيّة . |
Zaten onun gerçek olmadığını biliyorsun, yani şahsi kusurları yok. | Open Subtitles | انت اصلا تعرف انة ليس حقيقى لذا لن يكون هناك شىء شخصى ضدة |
Bak. Ona videonun gerçek olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد قمت بإخبارها بأن ذلك التسجيل ليس حقيقياً |
Sakin ol ve kıza bunun gerçek olmadığını söyle. | Open Subtitles | اصغي، أنتِ بحاجة لأن تهدئي وتخبريها بأن ذلك ليس حقيقياً و أنني أحبها |
Ona videonun gerçek olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد قمت بإخبارها بأن ذلك التسجيل ليس حقيقياً |
Bazıları onun insan olmadığını veya onların gerçek olmadığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | البعض يعتقدون انه ليس انسان او انه ليس حقيقيا |
Artık Gün William' ın gerçek olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أعتقد أن ويليام 29 فبراير ليس حقيقيا حتى |
Çünkü yalnızca o seni uyandırıp bu kâbusun gerçek olmadığını fark etmeni sağlayabilir. | Open Subtitles | لأنه إذا كان باستطاعة أي أحد إيقاظك و جعلك تدرك أن هذا الكابوس ليس حقيقيا فهي المنشودة |
gerçek olmadığını biliyorum. Hayatımda Dünya'ya hiç ayak basmadım. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس حقيقي أنا أبدا ما وضعت قدم على الأرض |
Bu gece gördüklerimin gerçek olmadığını söyler misin? Lütfen. | Open Subtitles | أيمكنك فقط أن تُخبرني أن ما رأيته الليله ليس حقيقي ؟ |
Bir şeyin gerçek olmadığını bildiğin halde onu sevmeye devam edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تعرفي انه هناك شيئا غير حقيقي و تستمرين بحبه |
Belki de Paskalya Tavşanı'nın gerçek olmadığını anlamıştır. | Open Subtitles | ومن الممكن انه بدا يكتشف ان ارنب الفصح غير حقيقي |
Herkes bana gördüklerimin gerçek olmadığını söyleyip duruyordu. | Open Subtitles | تعلمون, كلهم يقولون لي أن كل مارأيته لم يكن حقيقياً, |
Bana seslerin gerçek olmadığını söylediler. | Open Subtitles | . اخبروني بأن كل تلك الأصوات لم تكن حقيقية |
gerçek olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | -أعلم أيضًا أنّك لستِ حقيقيّة . |
gerçek olmadığını söyleyin bana | Open Subtitles | جرب وأخبرنى إنه ليس حقيقى |
Hala tanışmadım. gerçek olmadığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | ، ولم أقابلها حتى بدأت إعتقد بأنها غير موجودة |
Bu dünyanın gerçek olmadığını öğrendi. | Open Subtitles | لقد إكتشف أن عالمه غير حقيقى. |
Ama benim mucizelerimin eşini yapabiliyor olmanız, hiçbir şekilde benimkilerin gerçek olmadığını kanıtlamaz. | Open Subtitles | لكن بكونك تكرر معجزاتي، فهذا لايثبت أنها غير حقيقية |
Umarım bazı bölümlerin gerçek olmadığını fark etmişsindir. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون قد أدركت أن بعض هذه الأجزاء ليست حقيقيّة |
Söylediklerimin gerçek olmadığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظنين أنّ ما أخبرتك به ليس حقيقيّاً |
Yani uzaylının gerçek olmadığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل أنت تقولين , هذا الفضائي لم يكن حقيقي ؟ |
Onların gerçek olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف انهم ليسوا حقيقين |