Ayrıca, önemli planlarımızı gerçekleştirmeye hayatlarımızı adamamızı sağlayacak tutkularımızı da besliyor. | TED | ويمكنها أيضًا أن تغذي الشغف، الشغف الذي يمكن أن يقودنا إلى تكريس حياتنا لتحقيق مشاريع هامة. |
Tam o anda, uzun süreli hayalini gerçekleştirmeye karar verdi. | Open Subtitles | وقال انه قرر هناك حق لتحقيق حلم حياته الطويل. |
Hatta gözlerindeki o ışıkla Tanrı'nın seçtiği kişi olduğuna, bir Stuart'ın yeniden tahta çıkması hayalini gerçekleştirmeye muktedir olabileceğine iyi insanları inandırıp kandırabilir. | Open Subtitles | وهناك بريق في عينيه يخدع الرجال ليقنعهم بأنه من أختاره الرب. مقدر له لتحقيق الحلم |
Geçmişlerine bakıp ne olduklarını neyi başardıklarını rüyalarını gerçekleştirmeye ne kadar yaklaştıklarını görüyorlar. | Open Subtitles | ... ينظرون على حياتهم الماضية . يرون ما كانوا ... ما حققوه . كيف تمكنوا من تحديد و إدراك أحلامهم |
Geçmişlerine bakıp ne olduklarını neyi başardıklarını rüyalarını gerçekleştirmeye ne kadar yaklaştıklarını görüyorlar. | Open Subtitles | ... ينظرون على حياتهم الماضية . يرون ما كانوا ... ما حققوه . كيف تمكنوا من تحديد و إدراك أحلامهم |
Patrick'i hukuk fakültesine soktun ve Wyoming'e taşındın sonra onun hayali senin hayalin oldu ve hayatını bunu gerçekleştirmeye adadın. | Open Subtitles | أنت من صرف على باتريك طوال سنوات دراسته للقانون، ثم انتقلتم إلى وايومنغ فأصبح حلمه هو حلمكِ وكرّستِ حياتكِ لتحويله إلى حقيقة |
Bir dilek tut, ben de gerçekleştirmeye çalışayım. | Open Subtitles | نعم, تمنّي شيئاً و سأحاول أن أحققه لك |
Çünkü, artık hayatımın amacı hayallerini gerçekleştirmeye layık biri olmak. | Open Subtitles | لأن هذا هو الغرض من حياتي الآن لتكون قادرة بما فيه الكفاية لتحقيق كل حلم لك. |
Santiago'nun içinde -- Santiago olabilir, Mekke olabilir, Varanasi olabilir, Kyoto olabilir, kendinize biçtiğiniz başlangıç olabilir, tüm hedeflerinizi gerçekleştirmeye yaklaştığınızdaki rahatsızlık. | TED | في سانتياغو نفسها يمكنُ أن تكون سانتياغو، يمكن أن تكون مكة المكرمة، يمكنُ أن تكون فاراناسي، يمكنُ أن تكون كيوتو، يمكنُ أن تكون تلك البداية التي وضعتموها لأنفسكم النهج المثير للقلق لتحقيق كل أهدافكم. |
Bunu gerçekleştirmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول جاهدةً لتحقيق ذلك. |
Bütün hayallerimi gerçekleştirmeye yetecek kadarmış. | Open Subtitles | ما يكفي لتحقيق كل أحلامي |
Homer, 10 yaşındaki hayallerini gerçekleştirmeye hazır mısın? | Open Subtitles | (هومر)، هل أنت مستعدّ لتحقيق أحلامك بعمر الـ10 سنوات؟ |
Kal-El kehaneti gerçekleştirmeye hazır mı? | Open Subtitles | هل (كال-إل) جاهز لتحقيق النبوءة؟ |
Amacımızı gerçekleştirmeye yetecek kadar. | Open Subtitles | -بما يكفي لتحقيق غاياتنا |
Bay Jordan, beni sevindirmeye çalıştı, bu muhteşem aktörler, genç bir adamın hayallerini gerçekleştirmeye çalıştılar. | Open Subtitles | سيد (جوردان) ، الذي حاول أن يرفه عني الممثلين الرائعين الذين حاولوا جعل حلم رجلٍ صغير يتحول إلى حقيقة |
Evet, sen bir şey dile, ben de gerçekleştirmeye çalışayım. | Open Subtitles | نعم, تمنّي شيئاً و سأحاول أن أحققه لك |