- Biz onu serbest yetiştirdik. - Belki de gereğinden fazla! | Open Subtitles | كان لديه الكثير من الحرية - أكثر من اللازم ربما - |
Bana göre gereğinden fazla bilgi diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | حسب تجربتي، لا توجد معلومات أكثر من اللازم |
Eğer onlara gereğinden fazla sevgi verirsen onlar sana bunun karşılığını vereceklerdir. | Open Subtitles | إذا أظهرت لهم مودة أكثر من اللازم ستعطيهم الفرصة كي يستغلونك |
Bu tür şeyler gereğinden fazla hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | حتى أتمكن من مشاهدة وجهَكَ حين قلتها. تعلم ، أنك تَتمتّعُ بهذه الأشياءِ أكثر مما يجب |
Görüyor musun ofisimde gereğinden fazla vakit geçiriyorsun. | Open Subtitles | أتري ، قدّ أمضيتِ وقتاً أكثر من اللاّزم بمكتبي. |
Ta ki Bernstein'ın gereğinden fazla abartıldığını söyleyene kadar. | Open Subtitles | حتى أشارَ إلى Bernstein إجْراء ك"مُغالَى في تقييم." |
Benim fikirlerime gereğinden fazla değer veriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت رجال يَضِعونَ أكثر مما ينبغي من السهمِ في رأيي. |
Kırmızı elmalar gereğinden fazla tatlılar, sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | {\pos(190,230)}التفّاح الأحمر حلو المذاق لدرجة تسبّب الغثيان، ألا تعتقدين ذلك؟ |
Sana da bunu anlatmaya çalışıyord... Bu şey gereğinden fazla. | Open Subtitles | لقد حذرتك أن هذا الشيء زائد عن اللزوم. |
Evet, fakat Adam, hiç işlerin gereğinden fazla iyi yürüdüğünü düşündüğün olmuyor mu? | Open Subtitles | نعم و لكن هل فكرت أن الأمور جيدة أكثر من اللازم هنا؟ |
Ancak bir bıldırcını gereğinden fazla pişirmekten daha büyük bir günah yoktur. | Open Subtitles | و لكن ليس هناك خطيئة أعظم من أن تطهو طيور السّمان أكثر من اللازم |
Bu ailenin gereğinden fazla rahatsız edilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن تشعر هذهِ العائله بأنزعاج أكثر من اللازم |
Dürüst olmak gerekirse, onlara gereğinden fazla bel bağlamışım. | Open Subtitles | لكن بصراحه أعتقد أني اعتمدت عليهم أكثر من اللازم |
Aramızda kalacak. Kraliçe'nin gereğinden fazla endişelenmesine gerek yok. | Open Subtitles | بيني وبينك، لا داعي لإرباك الملكة أكثر من اللازم. |
Korkarım gereğinden fazla şey biliyorsunuz. | Open Subtitles | في مهمة هذه الطائرة. أنا أخشى أنك تعرف قليلا أكثر من اللازم. |
Şu ana kadar zarar görmemesi için gereğinden fazla önlem almışlar. | Open Subtitles | أنهم كانوا حذرين جداً حتى الآن بأن يدمروها أكثر من اللازم على الإطلاق. |
Acele etmemiz gerekiyor, karada gereğinden fazla kalmaktan pek hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لأننا علينا أن نسرع لا أحب أن أكون على الأرض أكثر من اللازم |
Petersen ile görüştüm ve galiba gereğinden fazla konuştum. | Open Subtitles | تكلمت مع بيترسون و ربما قلت أكثر مما يجب بي |
Görüyor musun ofisimde gereğinden fazla vakit geçiriyorsun. | Open Subtitles | أتري ، قدّ أمضيتِ وقتاً أكثر من اللاّزم بمكتبي. |
Denge, gereğinden fazla önemseniyor. Ya dengeli olmak istemiyorsam? | Open Subtitles | الميزان مُغالَى في تقييمُ. |