"gerek bile yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • ناهيك
        
    • لست بحاجة إلى أن
        
    • لا يجب عليك حتى
        
    o günlerde bunun tedavisi yoktu. Çok hızlı bulaştığını söylemeye gerek bile yok. Open Subtitles والذي كان مرضاً غير قابل للشفاء في تلك الأيام ناهيك عن كونه معدياً
    Bu teknolojinin maliyetinin bir düzine bankadan ancak sağlanabileceğini söylememe gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن ذكر أن تقنية كهذه ستكلف أكثر مما يمتلكه دزينة من البنوك
    Bu bilgiyi kamuya açıklamanın nasıl bir panik yaratacağını tartışmaya gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن أن نشر هذه المعلومات للعامة من شأنه أن يثير الهلع الجماعي
    İletişim duvarları da, söylememe gerek bile yok, internetle, yıkılmaya başladı. TED حواجز الإتصالات، لست بحاجة إلى أن أخبركم ، شبكة الإنترنت ، الحواجز قد إنهارت.
    Ne zaman ne istersen alırsın. Söylemene gerek bile yok. Open Subtitles وقتما تريدين هذا تحصلين عليه لا يجب عليك حتى أن تطلبي هذا
    Fakat, geniş bagaj alanı için oldukça memnunum renkli camları söylememe gerek bile yok. Open Subtitles ولكنني كنتُ سعيداً بالتأكيد بمساحة الحمولات الواسعة ناهيك عن النوافذ المظللة
    Davayla bağlantılı olan ata ait diğer özelliklerden... bahsetmeme gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن كلّ الأحصنة الأخرى التي لها سمات مرتبطة بهذه القضية
    Bu çok cesurcaydı. Seksi olduğunu söylemeye gerek bile yok. Open Subtitles كان ذلك شهماً ناهيك عن أن ذلك كان مثيراً
    Geçen bahar Blair'le öpüşmenden beri kimseyle görüşmediğinden bahsetmeme gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك, أنك لم تواعد أحد منذ قبله بلير الربيع الفائت.
    Üzerinde bulunan kanlı kapüşonludan bahsetmeye gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن السترة الملطخة بالدماء التي عُثر عليها بحيازته.
    Milli Güvenlik Teşkilatı, Pentagon, FBI, Dış İşleri CIA'den bahsetmeye gerek bile yok. Open Subtitles وكالة الأمن القومي ، وزارة الدفاع ، مكتب التحقيقات الفدرالي ، وزارة الخارجية ناهيك عن وكالة المخابرات
    Geçen sefer buna benzer bir şey denediğimizde evrende bir delik açıp senin Dünya'na 50 geçit oluşturduğumuzdan söz etmeye gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن أخر مرة ،حاولنا شيء كهذا فتحنا ثقباً كبيراً في الكون والذي كوّن تقريباً 50 ثغرة إلى أرضك
    Arkadaşlarınızla daha çok vakit geçirebilir, ailenizle daha yakın olabilirsiniz, işyerinde tehlikeye attığınız milyar dolarlık üretkenlikten bahsetmeme gerek bile yok. TED ستكونون أكثر حضورًا مع أصدقائكم، وأكثر مشاركة مع عائلاتكم، ناهيك عن ذكر ملايين الدولارات لتسوية الإنتاجية في أماكن العمل التي يمكنُ تجنبها.
    Oynadığın insanların golf yeteneklerinden bahsetmeye gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن مستوى الناس الذين تلعب معهم
    Kişiliğinden bahsetmeye gerek bile yok, çok, çok ilginç. Open Subtitles ناهيك عن شخصيتكِ والتي هي شيقة ورآئعة
    - Gebbeth'ten bahsetmeye gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن الجيبيث نعم، لا يجب أن ننساه
    Tıbbı teşhis doktorlarını söylememe gerek bile yok. Open Subtitles أجل، ناهيك عن الأطباء الشرعيين.
    Sizin kaltağınızla arasında geçen suçlayıcı konuşmadan bahsetmeye gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن محادثة تجريمية بينك وبين... عاهرتك، عن تواطؤك...
    Canım benim! Sormana gerek bile yok. Acele et, Pauline! Open Subtitles أوه ، عزيزتي أنتي لست بحاجة إلى أن تسألي ؟ أسرعي يا بولين
    Bunu söylememe gerek bile yok aslında ama arzu edersiniz danışmanlık ücreti şirket tarafından karşılanabilir. Open Subtitles أظنّ بأنّني لست بحاجة إلى أن أقول أيّ شئ يا (نيك) لكنّك تعرف أنّ الشركة تدفع للإستشارة إذا أردت ذلك
    - Söylemene gerek bile yok. Open Subtitles ... حول ليلة أمس - ... لا يجب عليك حتى أن -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more