Günün geri kalanının aksine sabahları iyi gözükmüyor, rengi soluk. | Open Subtitles | لا تبدو بخير في الصباح بالمقارنة مع بقية النهار؟ شاحبة؟ |
Her zaman bugün hayatımın geri kalanının ilk günü dersin. | Open Subtitles | دوماً تقول أن اليوم هو أول يوم في بقية حياتك |
Askerlerin geri kalanının bölgeyi terketmeleri için 10 dk. bekleyin | Open Subtitles | انتظروا عشر دقائق من أجل أن يغادر بقية الجنود المنطقة. |
Ama geri kalanının 500 000$'dan aşağı gitmesine izin vermezdim. | Open Subtitles | ولكنى لن ادع باقي الكتب تباع باقل من 500,000 دولار |
Ama geri kalanının 500 000$'dan aşağı gitmesine izin vermezdim. | Open Subtitles | ولكنى لن ادع باقي الكتب تباع باقل من 500,000 دولار |
Bu da hayatımın geri kalanının bu sadelikte, bu tekdüzelikte geçeceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أنّ بقيّة حياتي ستكون طريقاً سريعاً طويلاً مستقيماً يُفضي إلى الغروب. |
Günün geri kalanının ne getireciğini merak ediyorum. | Open Subtitles | انا ارغب في معرفة ما سيجرى الي باقى اليوم |
Savaşın korkunç olduğu dünyanın geri kalanının yok olduğu söylenir. | Open Subtitles | يقولون أن الحرب كانت بشعة، وأن بقية العالم تم تدميره. |
Cesurların geri kalanının yerini öğrenmemiz gerek, ondan sonra gidebiliriz. | Open Subtitles | نحتاج أن نعرف فحسب أين بقية الشجعان وحينها يمكننا المغادرة. |
Dünyanın geri kalanının beni aptal gibi gösterişini bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أريد أن تعرف بقية العالم أنكِ جعلتينى أبدو مثل الأحمق |
Bu hikayenin dışında tuttuğum en belirli şey ki kısa konuşmamın geri kalanının tamamını oluşturuyor, bu diğer insanlar. | TED | هناك شيء واحد لم أذكره الأن، هو الشيء الواضح، الذي هو محور بقية محادثتي وهو الناس الآخرون. |
Ve lenf damarlarının olmaması vücudun geri kalanının atıkları temizlerken kullandığı yöntemin, beyinde işe yaramayacağı anlamına geliyor. | TED | لذلك، افتقاره للأوعية الليمفاوية، يعني أن النهج الذي ينتهجه بقية الجسم للتخلص من المخلفات لن يعمل في المخ. |
Size dünyanın geri kalanının durumunu göstermeden önce, bunun Almanya için ne ifade ettiğine bakalım. | TED | قبل أن أطلعكم على بقية العالم، ماذا يعني كل ذلك لألمانيا؟ |
Eğer sadece belirli kişileri izlersen dünyanın geri kalanının ne konuştuğunu hiç bilmezsin. | TED | أعتقد لو أنك تشاهد كيانات معينة، فلن يكون لديك فكرة عما يفكر به بقية العالم. |
Nakliyenin geri kalanının SIM kart numarasını kontrol ettiniz mi? | Open Subtitles | هل تحققت من أرقام بطاقة التعريف المشترك من باقي الشحنة؟ |
Belki ülkenin geri kalanının umurunda değildik ama birbirimizin bal gibi umurundaydık. | Open Subtitles | الآن، ربما لم تعيرنا باقي البلاد الاهتمام لكننا قطعاً كُنا مهمين لبعض |
Belki ülkenin geri kalanının umurunda değildik ama birbirimizin bal gibi umurundaydık. | Open Subtitles | الآن، ربما لم تعيرنا باقي البلاد الاهتمام لكننا قطعاً كُنا مهمين لبعض |
Bize planının geri kalanının... ne olduğunu anlatamazdı, değil mi? | Open Subtitles | سيكون ذلك شاعريّاً إلّا أنّه لن يستطيع إخبارنا أين بقيّة خطّته، أليس كذلك؟ |
Hayatın geri kalanının da halletmesi bu kadar kolay olsaydı. | Open Subtitles | "لو أنّ بقيّة الحياة كان من السهل اكتشاف حلولها هكذا" |
Hadi gidip beraber geçecek hayatımızın geri kalanının ilk gününü kutlayalım. | Open Subtitles | فلنذهب للاحتفال بأول عام من باقى حياتنا سويا |
Frannie ve evin geri kalanının kızılderili oyunu oynamak için gitmiş olması, kızları etkilemem için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | مع فراني وبقيّة من بـ المنزل بعيداً عن لعبة إنديانا، هي الفرصة المثالية باالنسبة لي لإثارة إعجاب الفتيات. |
Hayatımın geri kalanının sadece bunun için yaşayabilirim. | Open Subtitles | أظنّني أستطيع العيش على هذا لبقيّة حياتي. |
Elbette, evlilik, hayatınızın geri kalanının uzun gözükmesine neden olabilir. | Open Subtitles | بالتأكيد, يمكن للزواج أن يجعل ما تبقى من عمرك أطول بكثير |
Doğum gününün geri kalanının tadını çıkaramaz mıyız? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن تتمتع فحسب ببقية عيد ميلادك؟ |