Sebebini bilmiyorum ama son zamanlarda beni çok geriyor. | Open Subtitles | إننى لا أعرف السبب و لكنها مؤخراً تجعلنى متوترة |
Michael harika tamam da, olay zaten yeterince stresli ve o çocuk beni geriyor. | Open Subtitles | مايكل رائع .. ولكننى متوتر بوضع كهذا .. هذا الفتى سيجعلنى متوتر |
Seni geriyor muyum? Neden? | Open Subtitles | ماذا ,أنا أجعلك متوتراً لماذا؟ |
Onun başkasıyla olması beni geriyor ama sana çoktan alışmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | أتوتر من تواجدها مع أشخاص آخرين ولكن يبدو أنها ارتاحت لك بالفعل |
Silahlar onu geriyor. Özellikle de kafasına dayanmışken. | Open Subtitles | تصيبه البنادق بالتوتر خاصة حين يوجهونها نحو رأسه |
Henüz sorunum yok ama bu hasta insanlar sinirlerimi geriyor. | Open Subtitles | لا شيء حتى الآن. لكن هؤلاء المرضى يجعلوني عصبي. |
Bu beni hiç mutlu etmiyor, beni geriyor. | Open Subtitles | وهذا لا يجعلني سعيدا، بل يجعلني متوترا جدا. |
Bilirsin, genelde sakin bir insanım Katie, ama bu konu beni geriyor. | Open Subtitles | الآن، لستُ عادةً شخصاً تتوتر أعصابه، "كيتي". لكن أعصابي متوترة هذه المرة. |
Ben de öyle, ama... o bebek istiyor. Beni zorluyor, ve beni geriyor. | Open Subtitles | و أنا أيضاً كما تعلمين , لكنها تريد طفلاً لقد وصلت الثلاثينات و أصبحت متوترة |
Bu ameliyat beni gerçekten geriyor... ama kör de olmak istemiyorum... yani... | Open Subtitles | أنا حقاً متوترة حيال الجراحة لكننى لا أريد أن أصاب بالعمى تماماً لذا على أن أفعل ما على فعلة |
Evet. tüm bu şahitlik hazırlığı beni geriyor. | Open Subtitles | نعم.فقط كل استعدادات الشهود تجعلني متوترة |
Bu prova beni biraz geriyor. | Open Subtitles | أنا متوتر قليلاً بخصوص تجربة الأداء أنا ممتنة لقولك هذا |
Biliyorsun, tekrardan canlı oynamak beni biraz geriyor. | Open Subtitles | تعرفين،انا متوتر قليلا من القيام بعروض حيّة على المسرح مجددًا. |
Yarıştan para kazanıyorum ama bu çocuk beni geriyor. | Open Subtitles | أتسابق بالسيارات لكسب قوت يومي لكن ذلك الولد يجعلني متوتر |
- Araba kullanmak beni çok geriyor. | Open Subtitles | القيادة تجعلني متوتراً |
Kuşlar beni biraz geriyor. | Open Subtitles | القطط لابأس بها. الطيور تجعلني أتوتر. |
Hayatımdaki insanların birbirleriyle anlaşamamalarından nefret ediyorum. Bu beni çok geriyor. | Open Subtitles | لا، أكره ألا يكون الناس الذين في حياتي منسجمين، يجعلني ذلك أشعر بالتوتر |
Eski günlerdeki gibi davranacaksın gibi görünüyor ve bu beni geriyor. | Open Subtitles | أنت تتصرّف مثله أنت كنت تتصرّف في أوائل الأيام، وهو يجعلني عصبي. |
Beni çok geriyor ve sonra burnum terlemeye başlıyor. | Open Subtitles | يجعلونني متوترا حقا، ثم يبدأ أنفي بالتعرُّق. |
Langrishe hakkında konuşmak istemiyorum. Beni geriyor. | Open Subtitles | لا أريد التحدث مع " لانغريش " إنه يثير أعصابي |
Ateşli silahlar herkesi geriyor. Onların olayı da bu zaten. | Open Subtitles | الأسلحة النارية تجعل الجميع في حالة توتر هذا هو هدفها |
Gerçekten eğlenceli olabilirdi ama keşif kısmı beni biraz geriyor. | Open Subtitles | أرى كم قد يكون هذا ممتعًا. لكن الاستكشاف يجعلني متوترًا. |
Orada olan bütün o garip şeyler, beni biraz geriyor. | Open Subtitles | الوضعُ هنالك يجعلني متوتّراً بعض الشّيء كلّ تلك الأشياء الغريبة الّتي تطفو في الهواء |
İşte bu yüzden çölde yaşıyorum. Fazla su beni geriyor. | Open Subtitles | لهذا السبب أعيش في الصحراء كثرة الماء توتّرني |
Sırt çantamda 100.000 dolar olması sinirlerimi geriyor. | Open Subtitles | المئة ألف دولار الذين في حقيبة ظهري يثيرون توتّري. |