Size mercimek çorbası getirebilirim. - Görüşmek üzere. | Open Subtitles | ربما يجب علي أن أحضر لك بعضا من شوربة العدس خاصتي سأعود بعد قليل |
Dr. Dalton, size birşeyler getirebilirim? Su, kahve? | Open Subtitles | دكتورة دالتن هل أستطيع أن أحضر لكي أي شيء ماء , قهوة ؟ |
Size bir tavuk getirebilirim, ama köye inmek zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | أستطيع إحضار دجاجة لكم, ولكن سيتوجب عليكم الذهاب إلى القرية |
Sokaktan, kendisinden istediğim her şeyi itiraf edecek herhangi birini getirebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أجلب أي شخص من الشارع وأجعله يعترف بكل شيء أرغب منه أن يعترف به |
İki Deniz Piyade Harrier uçağını 11 dakikada buraya getirebilirim. | Open Subtitles | يمكننى جلب طائرتان مرور بحرى طراز هاريس هنا فى خلال 11 دقيقه |
Lillian, sana dünyanın en iyi baletini sadece ben getirebilirim. | Open Subtitles | ليليان . انا الوحيد القادر على احضار اعظم راقص بالية فى العالم |
Size zehir ya da kapan getirebilirim. | Open Subtitles | حسناً، يمكنني أن أحضر بعض السموم أو الأفخاخ |
Ayıpsınız, size kahve getirebilirim beyler. | Open Subtitles | بالطبع، أستطيع أن أحضر لكم بعض القهوة يا رفاق |
Gelmek isterim. Hatta eğer istersen esrar da getirebilirim. | Open Subtitles | أحب أن آتي, و سوف أحضر لك بعض رشفات السجائر إن أردت ذلك |
Sana söylemiştim. Silahları getirebilirim. | Open Subtitles | أخبرتك , أستطيع أن أحضر لك هذه الأسلحة ؟ |
Burada tutulduğum süre içinde ne olduğuna bağlı olarak ben kolaylıkla savaşa 12 gemi getirebilirim. | Open Subtitles | بالنسبة لما يجري هنا منذ تم اسري هنا, أستطيع بكل سهولة إحضار 12سفينة إضافية للمعركة. |
Dinle, hastaysan sana tavuk çorbası getirebilirim. | Open Subtitles | اسمعي، إن كنتِ مريضة، فبوسعي إحضار حساء الدجاج لك |
Sana getirebilirim. Bir kulübe dolusu pijama var hem de binlerce. | Open Subtitles | يمكنني إحضار بعضاً منها يوجد كوخ مليء بها |
Radovan benimle gelirse, 50,000'i getirebilirim. | Open Subtitles | اذا كان رادوفان يستطيع أن يأتى معى يمكننى أن أجلب لك 50,000 |
getirebilirim sana. Parasını ödemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أستطيع أن أجلب لك واحدة ليس عليك أن تدفع |
İki Deniz Piyade Harrier uçağını 11 dakikada buraya getirebilirim. | Open Subtitles | يمكننى جلب طائرتان مرور بحرى طراز هاريس هنا فى خلال 11 دقيقه |
Güçlü ve çevik Büyük Şehir Polisi'ni yanımda getirebilirim. | Open Subtitles | آنا يمكن آن أرجع وبإستطاعتي جلب الشرطه الزرقاء العنيفه لخدمة المدينه معي |
Size mönüyü getirebilirim. Ama herkes Noel Tabağı alıyor. | Open Subtitles | بوسعي احضار قائمة ولكن اغلب الناس يطلبون صحن العيد |
Bu şimdilik seni idare eder bebek doğduktan sonra daha fazla getirebilirim. | Open Subtitles | هذا سيكفيك للوقت الراهن وبعد مولد الطفل سأجلب المزيد. |
Örtbas işi neredeyse bitti. Bu akşam getirebilirim onu. | Open Subtitles | كدت أنتهي من هذه التغطية يمكنني إحضاره لكِ الليلة |
Eğer istediğiniz bir şey varsa sizin için getirebilirim. | Open Subtitles | سأعود بعد بضعة أيام. إن كنتِ تريدين أيَّ شيء، أستطيع أن أحضره لكِ معي عندما أعـود. |
Yemek için masandan ayrılamadığına göre yemeği sana getirebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن أجلبه لك لا أدري ماذا أقول نيل قولي لي أنك سترمين ما يوجد في يدك |
Şu yığının altında biraz yiyecek vardı. Sana biraz getirebilirim. | Open Subtitles | هناك بَعْض من اللحمِ البقرى المتقفّزِ تحت تلك الكومةِ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَحْصلَ على البعضَ. |
Daha fazla getirebilirim. Ticaret yapmak istiyorum. | Open Subtitles | يمكنني الحصول على الكثير منها، فقط أريد أن أذهب لعملي |
Sizin için ne getirebilirim, beyler? | Open Subtitles | أي شيء آخر استطيع ان احضره لكم ايها الأولاد؟ |
Soruşturmayı denetlemesi için, kanıtların bozulmadığından ve her şeyin düzgünce yapıldığından emin olmak için onu buraya getirebilirim. | Open Subtitles | إن استطعت احضاره إلى هنا ليشرف على التحقيق، تأكد أن الدليل سيبقى سليماً، تأكد أن كل شيء سيعامل كما ينبغي، |
Öleli bir yıldan az olduysa, onu geri getirebilirim. | Open Subtitles | ان كانت متوفية لإقل من سنة استطيع ان احضرها |
Hemşirelerimiz biraz meşgul gibi görünüyorlar ama biraz beklerseniz ben gidip getirebilirim. | Open Subtitles | يبدو أنّ ممرّضاتنا مشغولات لكن إن لم تمانعي الانتظار، سأحضره لكِ بنفسي |