Bana, postlarını getirmem için haftada 50 sent vermeye başladı. | Open Subtitles | بدأ يدفع لي 50 سنت أسبوعياً لكي أجلب له بريده |
Dinle, seni ziyarete geldiğimde, kızkardeşimin bebeğini yanımda getirmem sorun olur mu? | Open Subtitles | عندما آتي لزيارتك هل سيكون من الملائم أن أجلب أبن أختي معي؟ |
Belki de karımı ve yeğenimi buraya getirmem hataydı. | Open Subtitles | لعله كان من الخطأ إحضار زوجتي وابنة أختي هنا |
İşimi eve getirmem. | Open Subtitles | لديّ سياسة ضد إحضار عملي معي إلى المنزل. |
Gerçi getirmem lazımdı zira başka bir yerde kalması gerekiyordu. | Open Subtitles | حسنا كان علي جلبها لأنها احتاجت ان تكون بمكان ما |
Üzgünüm bayan, onu buraya getirmem emredildi. Bu onu gözümün önünden ayırabileceğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | آسف سيدتي طلب مني إحضاره هنا لكن لا يعني إبعاده عن نظري |
Seni eve getirmem büyük bir davranış olabilir | Open Subtitles | ربما كن ترين إحضاري لك للمنزل شيئا كبيرآ |
Onayladım. Ama ona kahve getirmem. Ayak işlerini yapmam ve de.. | Open Subtitles | لكني لن أجلب له القهوة، ولن أدير حاجاته الشخصية ولن أقبل أيًا من هراءه |
Beraberimde sevimli bir arkadaşımı getirmem gerektiğini söylüyor yoksa iptal edecek. | Open Subtitles | لذا، هي تقول بأن أجلب رجل لطيف معي، وإلا ستُلغي. |
Vay be Wally iyi yanımı görmen için sana cips ve ananas suyu mu getirmem gerekiyor? | Open Subtitles | , جي , والي هل انا حقا يجب ان أجلب لك ناتشوز وعصير أناناس لتقدم جانبك الجيد ؟ |
Grady'i çarşaf değişimi sırasında çamaşırhaneye getirmem yazıyordu, ben de yaptım. | Open Subtitles | يخبرني بأن أجلب غريدي الى المصبغة خلال تبديل البياضات لذا قد قمت بذلك |
Söz veriyorum. Daha küçük bir vida getirmem gerek. | Open Subtitles | أعدك بهذا . يجب أن أجلب مُسماراً أصغر |
Çaktırmadan eve gidip pantolonlarımı getirmem ve şu şeyi adamakıllı kullanmam gerek. | Open Subtitles | حسنا, ربما يتوجب علي التسلل إلى البيت و إحضار بقية بنطلوناتي و أجعل إستخدام ذلك أكثر فعالية و صلاحية |
Neden bugünlerde beni aradığında hep silah getirmem gerekiyor? | Open Subtitles | لماذا في كل مرة تستدعيني فيها أعلم أنه يجب علي إحضار سلاح ناري معي؟ |
Çarşafımı getirmem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنه كان علي إحضار بعض الفودكا |
Her şeyden önce kızı eve getirmem gerektiğini düşündüm. | TED | قمت بالتفكير بأنه يجب علي جلبها للمنزل أولاً |
Ayık getirmem gerekiyordu ama bana karşı koydu. | Open Subtitles | كنت أود إحضاره حياً لكنه أصر على القتال |
Seni buraya getirmem iyi bir şey ama değil mi? | Open Subtitles | هل أنتَ موافق على إحضاري لك هنا؟ |
- Onaylaman için sana getirmem gerekli mi? | Open Subtitles | هل يجب علي أن أجلبه للحصول على موافقتك؟ |
Bunu garantiye almanın tek yolu benden istediklerini yerine getirmem. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي سيضمن ذلك ليّ أن افعل ما يريده الخاطفين منيّ |
Okuduktan sonra kötü bir fikir olduğunu, özeline girdiğini düşünürsen devamını getirmem. | Open Subtitles | وبعد ذلك، إن كنت لا تزالين تظنين أنها فكرة سيئة، إن كنت تظنين أنها تتدخل في خصوصياتك، فأعدك ألا أكمل القصة. |
Seni buraya getirmem karşılığında sunduğum şartları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكـّر شرط احضاراك هنا ؟ |
Onu bir daha getirmem.. - Hmm. Copa da juventude de Bauru. | Open Subtitles | لن اجلبه معي مرة اخرى كأس باورو للشباب |
Kralın koltuğunu buraya getirmem gerekecek. | Open Subtitles | . لذلك , انا يجب ان احضر مقعد الملك الي هنا |
Birini getirmem gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لا أعلم من المفترض أن أحضر صديقة |