"getirmesini" - Translation from Turkish to Arabic

    • يحضر
        
    • تحضر
        
    • يجلب
        
    • تجلب
        
    • لجلب
        
    • يحضره
        
    • تحضره
        
    • تُحضر
        
    • يحضرها
        
    • ليحضر
        
    • يحضرك
        
    • ويحضر
        
    • يحضركِ
        
    Nil Tanrısından bana bu güzel oğlan çocuğu getirmesini istedi. Open Subtitles لقد سأل إله النيل أن يحضر لى هذا الطفل الجميل
    Nil Tanrısı'ndan bana bu güzel oğlan çocuğu getirmesini istedi. Open Subtitles لقد سأل إله النيل أن يحضر لى هذا الطفل الجميل
    Seninle ilgilenirken taksın diye sahte bıyık getirmesini de istedim. Open Subtitles لقد طلبت منها أن تحضر شارب زائف عندما يحين دورك
    Ben kocamın ateş etmesini, tuzak kurmasını ve eve balık ve eğlence getirmesini isterim. Open Subtitles أريد زوجي هناك يرمي ويصيد يجلب الأسماك للبيت واللعبة
    Asıl neden, onların bize getirmesini umut ettiğimiz şey: mutluluk. TED إننا نتوقع من هذه الأشياء أن تجلب لنا السعادة.
    Bölük Çavuşuna, onu buraya getirmesini söyle. Open Subtitles استدعى ليفتنانت كوستا الى هنا قل له ان يحضر سيرجنت الفصيله
    Hildegaard gidip bana bir aspirin alın lütfen ve restorandaki bir garsondan çok sıcak bir rus çayı getirmesini isteyin. Open Subtitles سيكون لطيفا منك إذا أعطيتنى قرصين من الأسبرين و أن تطلبى من المسئول عن عربة الطعام أن يحضر لى قدحا من الشاى الروسى
    Bronsky'nin adamlarını helikopterle güneyden getirmesini sağla. Open Subtitles واطلب من برونسكى ان يحضر رجاله على هليوكبتر من الجنوب
    Bir dahaki sefere sana biraz getirmesini ona söylerim. Open Subtitles ساخبره ان يحضر لك باض الصابون حين ياتي المرة القادمة
    Neyse, bir arkadaşını getirmesini isteyebilirim. Open Subtitles على أية حال، يمكنني أن أطلب منه أن يحضر صديقاً معه
    Acınız çoğalırsa, Hallie'ye getirmesini söylerim. Open Subtitles لو اشتد بك االالم ساطلب من هالى ان تحضر لك احداها
    Düşünüyorum da şemsiyesini de getirmesini istediğinde biraz aklı karıştı. Open Subtitles كانت متحيره قليلا عندما أخبرها أن تحضر مظلتها معها اللعنه ..
    Fakat en güzel yeri, eczanenin önünde şu kadına eşyalarını getirmesini söylediğin yerdi. Open Subtitles لكن أفضل مشهد كان أمام الصيدلية عندما طلبت من تلك المرأة أن تحضر لكي أغراضك
    Ve ona bir kaç kürek getirmesini söyle,efendim. Open Subtitles ـ واخبره ان يجلب جواريف للحفر ـ نعم سيدي
    Yalnızca barış getirmesini istiyorsan... Open Subtitles السماح لها بالمجيء و تركها بحالها يجلب السلم
    Çocuğun yaşadığına dair kanıt getirmesini iste. Open Subtitles وعليه أن يجلب دليل على أنها حية إلى الإجتماع
    7:30'da orada olurum. Bana bir gömlek ve bir ceket getirmesini söyle. Open Subtitles سوف أكون هناك في 19 ساعة و 30 وقالت إنها تجلب لي قميصا.
    Bu nedenle yolculuğa tek başlarına çıkıp yalnızlıklarının kendilerine huzur ve sessizlik getirmesini umut ederler. Open Subtitles و بهذا يستقلّون بأنفسهم آملين أن تجلب لهم خلوتهم بعضاً من السلام و الهدوء
    Parayı Shara'nın getirmesini istiyor. Open Subtitles في فئات صغيرة وانها تريد شارا لجلب المال لها، وليس سواها
    Homer'dan bunu getirmesini ben istedim. Sınıfta göstermek için. Open Subtitles سيد ترنر أنا طلبت من هومر أن يحضره لنعرضه فى الفصل
    Yerine koymak için bu gece getirmesini söyledim. Open Subtitles أخبرتها أت تحضره هذه الليلة بحيث نرجعه إلى مكانه مجدداً
    -Parayı buraya getirmesini söyle. -Para kasada. O getiremez. Open Subtitles ــ أخبرها أن تُحضر مالي هنا ــ أنه في الخزانة وهي لا تعرف الشفرة
    Ben de içeri getirmesini söyledim. Open Subtitles لأنها تحتاج إلى إستبدال قطع غيار طلب منه أن يحضرها إلى هنا
    Ve onun sana kahve getirmesini isteyip istemeyeceğini sormuştum. Open Subtitles وأريد أن أعلم إن كنتِ ترضي به ليحضر لك القهوة.
    Lütfen babana çok yakında seni Beyrut'a getirmesini söyle. Open Subtitles أرجوك أبلغي وآلدك .أن يحضرك إلى بيروت في القريب العاجل
    - ...sana da Büro'dan malzeme getirmesini söyleyeceğim. - Tamam. Open Subtitles ويحضر لك بعض أخصائيي المختبر من المكتب - حسناً -
    Seni görmek istediğim için Joon Suk'tan seni getirmesini istedim. Open Subtitles لقد أردت رؤيتكِ لهذا طلبت من "جون سوك" أن يحضركِ لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more