Bitişik hörgüçlü geviş getirenin tatma organını taraksı çıkıntına iliştir. | Open Subtitles | أضيفي نكهة عضو لحيوان مجتر ذو سنام لشخص لديه سن |
Ne zaman bir geviş getiren hayvan çimende otlasa, çimler bu boydan bu boya düşer. Ve birden çok ilginç bir şey oluverir. | TED | عندما يرعى مجتر العشب العشب يقص من هذا الارتفاع إلى هذا الارتفاع ويفعل مباشرة شيئا مثيرا جدا |
geviş getiren bir hayvan. Üzerindeki sadece sebze artıkları ve su. | Open Subtitles | المخلوق حيوان مجتر إنها مجرد خضروات وماء |
Esas sorun geviş getirmekte ısrar etmek. O kadar güçlü ve baskın bir his ki bu alışkanığı durdurmak çok zor | TED | المشكلة تكمن في أن الحاجة للاجترار من الممكن أن تكون قوية ومهمة للغاية. لذا فهي عادة من الصعب تركها. |
Çalışmalar, geviş getirme isteğini engellemekte iki dakikalık bir dikkat dağıtımının bile yeterli olduğunu gösteriyor. | TED | تشير الدراسات أن أي إلهاء لمدة دقيقتين فقط كاف لكبح الحاجة للاجترار في تلك اللحظة. |
Sam sen geviş getiren toynaklı hayvanlarla ilgilen. | Open Subtitles | سام إهتم بالحيوانات ذات الحوافر و التى تجتر طعامها |
Bu, geviş getirdiği anlamına gelir. | Open Subtitles | وهذا يعني أنها تجتر. |
İnek bir geviş getirendir. | Open Subtitles | البقرة حيوان مجتر |
- Sürüngen! - geviş getiren! | Open Subtitles | زاحف حقير - حيوان مجتر - |
Fırında pişmiş geviş. | Open Subtitles | طعام مجتر |