Ve farklı bir geyik isterseniz, ak kuyruklu geyik değil, bir katır geyiği, veya bir sığın geyiği, yerleşimi değiştiriyorsunuz, ve bir sığın yapabiliyorsunuz. | TED | و إذا أردت أن يكون الغزال بشكل مختلف، ليس بغزال ذا ذيل أبيض قم بتغيير الحزمة، وبهذا يمكنك صنع شكل الأيل |
Bana göre... daha çok, bir milli parka gitmek gibi bir şey, ve geyiği korudular. | Open Subtitles | تذهب محمية طبيعية أو أشياء من هذا القبيل, ويحافظون فيها على الغزال. |
Koşan bir geyiği, bunlardan biriyle, 200 adım uzaklıktan devirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني اسقاط غزال سريع من بعد 200 خطوة بأستخدام هذه. |
Duvara asabilirsiniz. Kendimin vurmadığı bir geyiği neden asayım ki? | Open Subtitles | لماذا سأعلق رأس حيوان الأيل الذي لم أقتله بنفسي ؟ |
Ren geyiği pijamalarıma aldanma. Ben oyun oynamıyorum. | Open Subtitles | لا تدع البيجاما مع رسومات الغزلان تخدعك انا جادّ في امري |
Bu tarafa doğru gelenler olduğunu rapor aldık sekiz tane ren geyiği ile. | Open Subtitles | اسمع لدينا تقرير عن شخص قادم الى هنا مع ثمانية غزلان |
Aslan, geyiği yakaladığında, geyik için gitme vakti gelmiştir. | Open Subtitles | عندما يفترس الأسد الجبلي الأيّل هذا يعني أن قدر حيوان الإيّل قد حان |
Ve eğer başarılı olur ve geyiği avlarsa bunun hayatındaki en büyük heyecan olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | وإذا ما نال هدفه، واصطاد الظبي يقول بأنه في أسعد لحظات حياته |
Yeni vurduğun bir geyikten damlayan kan gibidir tek yapmaları gereken, o damlaları takip etmektir ve çok geçmeden o geyiği bulurlar. | Open Subtitles | مثل روث مخلوط بالدم من غزال أنت أطلقت النار عليه و كل ما عليهم فعله هو إقتفاء آثار هذا الروث و سوف يجدون هذا الغزال |
Misk geyiği, kısa süren bahar ziyafetinin tadını çıkarıyor. | Open Subtitles | مسك الغزال يصنع غالبية أطعمة الربيع الصغيرة. |
geyiği bağlaması gerekir diye düğüm atabileceği bir şey. | Open Subtitles | أي شيء ينفع لربط عقدة في حال أن اضطر لتقييد ذلك الغزال الجبلي |
Geyiğin ailesi işe gittiğinde bana bakması için geyiği ormanda bırakmışlar gibi yapardım. | Open Subtitles | كنت أتخيل أن والدين هذا الغزال تركوه في الغابة ليحدق إلي بينما هم في العمل |
Tek başıma arabadayken telefonla konuşuyordum ve ne göreyim siktiğimin geyiği yanlış yönden bana doğru geliyor. | Open Subtitles | لقد كنت أقود في طريقي أتكلم في الهاتف وفجأة , أرى ذلك الغزال اللعين يصدمني آتيا من الطريق الخطأ |
Taşra yolundaki geyiği ele alalım. | TED | لنأخذ مثلا غزال الموظ على الطريق الريفي |
Artık hiçbir bina yenilikçi olmak için çok küçük değil demek. Bu küçük Ren geyiği pavilyonu gibi. Gözetlemesi için yapılmış hayvanlar kadar kaslı ve güçlü. | TED | هذا يعني أنه لا بناية قط أصغر من أن يبدع فيها، كجناح الأيل الصغير هذا فهو قوي ووتري كتلك الحيوانات التي صمم لمراقبتها. |
Aklıma ilk gelenler: Ren geyiği ayaklanması. | Open Subtitles | في أعلى قائمة أفكاري أختار الهجوم بقطيع الغزلان المذعور |
Hep Kanada geyiği'yle yolculuk ederlermiş. Ve tıpkı senin gibi taştan yapılmış ok başı kullanırlarmış. | Open Subtitles | يقولون انهم يمتطون غزلان حمراء ومعهم صحون مثل التي معك |
Avcılar bizon, kanada geyiği, tüylü mamut | Open Subtitles | الصيّادون يقفون بالمرصاد للثور الأميركي، الأيّل و الماموث الصوفي |
Bir keresinde sözde Colorado'ya Kanada geyiği avlamaya gittiğinde, Manhattan'da bir striptiz kulübünde ona rastladım. | Open Subtitles | في احدى المرات ذهبت اليه الى مونتانا في نادي للتعري حينما كان يفترض ان يكون يصطاد الظبي في كولورادو. |
Ama Noel Baba'nın da diğerlerinden biraz farklı olan bir ren geyiği vardı. | Open Subtitles | لكن بابا نويل يتذكر حيوان الرنة ذلك كان مجرد جزء صغير مختلف كذلك |
Elimde sağlam bir pompalıyla ormana gittim ve bir geyiği öldürdüm. | Open Subtitles | فذهبت في الغابة هناك, حاملةً بندقيةً هنغاريةً وأطلقت على ظبي. |
Belki, kız frijit falandı. Herif de geyiği yedekte bekletiyordu. | Open Subtitles | ربما تراجعت الفتاة عن إقامة علاقة معه فأحضر غزالاً عوضاً عنها |
Bilirsin, bir geyiği öldürmeden önce ürkütürsen et mahvolur. | Open Subtitles | هل تعلم أنك إذا باغتَ غزالة فإنها تموت ؟ لحمها يفسد |
Seni bir geyiği avlarken ve köpek dişlerinle onu parçalarken görmek isterim. | Open Subtitles | أريد أن أراك تطارد أيل وتقبض عليه باستخدام قواطعك |
Çiftleşme mevsimindeki Kanada geyiği. | Open Subtitles | انه "الايل الكندي" اثناء موسم التكاثر |
Şu geyiği kontrol etsek iyi olur. | Open Subtitles | ربما علينا أن نذهب و نتفقد تلك الغزالة في الواقع |