Arabası olmayan 17 yaşındaki bir gencin gezmek için araba çalmasını anlayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع فهم شاب في السابعة عشر من عمره لا يملك سيارة يمكن أن يسرق واحدة ويأخذ جولة بها |
Hiçkimse hiç tanımadığı biri için üç saatlik otobüs turuyla gezmek istemez. | Open Subtitles | لا أحد يريد الذهاب في جولة بالحافلة لثلاث ساعات عن حياة شخص مغمور تماماً. |
Ve sahip olamayacağım güzel şeyleri gezmek istemiyorum | Open Subtitles | ولا أشعر بأنني أريد أن أذهب في جولة لرؤية الأشياء الجميلة التي لن أمتلكها |
Ya da belki etrafta kızgın bir şekilde gezmek istemediğimden. | Open Subtitles | أو بسبب أنني لا أريد التجول حول هذا المكان غاضبة |
Marilyn'le gezmek için daha fazla zamana ihtiyacın olacak. Lütfen Jack. | Open Subtitles | انك لا تحتاج وقتاً أطول .كي تسافر مع ميرلين |
Bütün gezegeni gezmek ve her yeri incelemek istiyorum. | Open Subtitles | ان أسافر فى كل أنحاء كوكب الأرض وأدرس كل جزء فيه |
Sonra annem biraz uzanmak için otele gitti, ben de başkentimizi gezmek için yürüyüşe çıktım. | Open Subtitles | بعد ذلك ذهبت أمي إلى الفندق وخرجت أنا للتنزه ورؤية عاصمتنا |
Senin yüzünden bir ambulansla gezmek zorunda kaldım ve biliyorsun ki, beni araba tutar. | Open Subtitles | بسببك حصلت على جولة في سيارة إسعاف وأنت تعرف بأنني أعاني من دوار السيارة. |
Alanı gezmek istiyorsanız tatma odasında tur için ödeme yapmalısınız. | Open Subtitles | لترى المحاصيل، تستطيع الدفع لأخذ جولة في غرفة التذوق |
Merhaba, sizinle tanıştığıma memnun oldum. Kesimhanenizi gezmek istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً، أنا سعيدة بلقائك أريد أن أقوم جولة بمذبحكم |
Merhaba, sizinle tanıştığıma memnun oldum. Kesimhanenizi gezmek istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً، أنا سعيدة بلقائك أريد أن أقوم جولة بمذبحكم |
Ama birinci adımın karargahı gezmek olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | حسنا , بالتأكيد , وكنتُ أعتقد . أن الخطوة الاولى هي جولة في مقر الرئيسي |
Edepsizliğin sınırlarında gezen bir kızdan daha etkileyici ne olabilir ki? gezmek ister misin? | Open Subtitles | لا شئ اكثر إثارة من فتاه قذرة من جيمع الانحاء المجاورة تريدون جولة ؟ |
Telefonsuz gezemem ya. Sanki beynim olmadan, veya ayakkabılarım olmadan gezmek gibi. | Open Subtitles | لا استطيع التجول بلا هاتف فهذا أشبه بالمشي دون عقل أو حذاء |
Hadi ama. Arka koltukta gezmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد التجول باالسيارة وانا جالس في المقعد الخلفي |
Kimse çıplak gezmek zorundasın demedi. | Open Subtitles | لم يقل أحد بأنه يجب عليك أن تسافر و أنت عار |
Onunla birkaç aylığına Avrupa'yı gezmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسافر معها إلى أوروبا لبضعة شهور فقط |
Sonra annem biraz uzanmak için otele gitti, ben de başkentimizi gezmek için yürüyüşe çıktım. | Open Subtitles | بعد ذلك ذهبت أمى إلى الفندق وخرجت أنا للتنزه ورؤية عاصمتنا |
- Arabayla gezmek ister misin? | Open Subtitles | -أتريد الذهاب في نزهة بالسيارة ؟ |
Bana stüdyoyu gezmek istediğinizi söylediler. | Open Subtitles | تم إعلامي أنّكما ترغبان بجولة في الأستوديو. |
Dünyayı gezmek istiyorum, başka kıtalarda bir aktris gibi yaşamak istiyorum, belki lezbiyen bir ilişki istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اسافر .. اعيش ما وراى البحار كفنانة ربما ان ادخل في علاقة سحاقية |
-Çok iyisin. -Bu senin için cazip bir teklif. Sen hep gezmek isterdin. | Open Subtitles | أنت ذكى ظننت أن الفكرة ستعجبكِ , لطالما أحببتِ الترحال |
Yapmayı sevdiğim şeylerden birisi dünyanın çevresine dolaşıp arkeolojik bölgeleri gezmek. | TED | إحد الأشياء التي أحب عملها هو السفر حول العالم باحثاً عن المواقع الاثرية. |
gezmek için. | Open Subtitles | سياحة |