Genelde bu gibi davalarda, onları canlı bulmayı beklemeyiz. | Open Subtitles | عادة في قضايا كهذه لا نتوقع ان نجدهن احياء |
Umarım avukatlarınız bu gibi davalarda kanunların çocuğun velayetinin kendi akrabalarında kalması yönünde karar verildiğini açıklamışlardır. | Open Subtitles | كما أمل أن محاميكم نصحوكم في قضايا كهذه القانون يفترض أن لمصحلة الطفل أن يبقى في رعاية أقارب له |
Bu gibi davalarda, adaleti yanıltıcı bir sürü beyan alıyoruz. | Open Subtitles | في قضايا كهذه تصلنا كثير من الشهادات العابثة |
Bunun gibi davalarda, gereksiz yerlerde bir ton vakit harcıyorsun. | Open Subtitles | اسمع، القضايا مثل هذه، ينتهي بك المطاف في أوضاع سيئة |
Bunun gibi davalarda boyundaki dokuların zedelenme durumuna bakarız. | Open Subtitles | فى القضايا مثل هذه , نحن نبحث عن إصابة بقوة فى أنسجة الرقبة. |
Sen de benim gibi iyi biliyorsun ki bu gibi davalarda polis ilk önce erkek arkadaşından veya kocasından şüphelenir. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أن أول من تشتبه به الشرطة في قضية كهذه هو الخليل أو الزوج |
Bu gibi davalarda ne olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | حسنا, تعرف ماذا يحصل في قضايا كهذه |