Biliyorsun, bir keresinde Lou Gehrig'in hastalığını bir kutunun içinde hapsolmuş gibi davranarak tedavi ettim. | Open Subtitles | تعرفين ذات مرة شفيت حالة لمرض التصلب العضلي الجانبي بواسطة التظاهر انني كنت محشوراً داخل صندوق |
Bak, eminim harika zaman geçiriyorsundur, kampüsün içinde gezerek, öğrenci gibi davranarak... ama eğitimini ciddiye almadığın ortada. | Open Subtitles | إنظر ، أنا أعلم أنك تقضي وقتاً رائعاً بالتجول في الحرم و التظاهر بأنك طالب . لكنه واضح أنك لست جادّاً بتعليمك |
Ben şimdi rehin gibi davranarak durdurabilirim? | Open Subtitles | هل يمكنني التوقف عن التظاهر بأنني رهينة الآن؟ |
Harvey gibi davranarak buraya gelmekle baya cesurmuşsun. | Open Subtitles | لديك الجرأة لتتظاهر انك (هارفي) لتدخل الى هنا |
Şaşırmış gibi davranarak bizi salak yerine koyma. | Open Subtitles | لا تهن كلانا بتظاهرك بالمفاجأة |
Şu andan itibaren hepinizin bay Denton'un uşakmış gibi davranarak bizimle oyun oynadığından haberdar olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض أنك على معرفة تامة بأن سيد (دينتون) قام بخدعة علينا بتظاهره كخادم خاص |
Bu yüzden, neden biz de büyükbabanın ayakkabılarını odasına geri götürmüyor ve bu hiç yaşanmamış gibi davranarak geleneği tamamlamıyoruz? | Open Subtitles | اذا لماذا لا نكمل هذه العادة بأخذ الحذاء الى غرفة جدك و التظاهر بأنه لم يحدث |
Güzel kızımın önünde dururken ki aslında ağlasa da hepimiz ağlamıyor gibi davranarak harika bir iş çıkarıyoruz sizlere hatırlatmak istedim ki birçok kişi beni idealist ve aptal olmakla suçladı bizler tek kelimeyle kendimizi adadık ve şimdi de büyümeye başlıyoruz. | Open Subtitles | شكراً لكم وكما اقف امام ابنتي الجميلة وما نفعله هو عمل رائع جداً وهو التظاهر بأنها لا تبكي بينما هي تبكي فعلاً |
Nasıl sevgiliymişiz gibi davranarak bu konuda garip hissetmiyorsun? | Open Subtitles | ألا تشعرين بالغرابة تجاه هذا؟ التظاهر بأننا حبيبتان. |
Burada hiçbir geçmişin yokmuş gibi davranarak mı? | Open Subtitles | عبر التظاهر بأن حياتك هنا لم يكُن لها وجود. |
Evet. Önemli olan mümkün olduğunca insan gibi davranarak yeniden başlamak. | Open Subtitles | أجل، فحجر الأساس لبدء حياة جديدة هو التظاهر بأنّي إنسان ما استطعت. |
Bu dünyadaki tek ailesiymiş gibi davranarak. | Open Subtitles | من خلال التظاهر بكونكِ عائلته الوحيدة في العالم |
Davet etmişiz gibi davranarak evimize gelirdi. | Open Subtitles | تظهر دائما حتى في المنزل التظاهر كنا دعاه. |
Ah, ürpertici profesör refakat edilecek gibi davranarak gibi gidebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب باسم، اه، أستاذ زاحف التظاهر ليكون كوصي. |
Öyleyse sadece bir hileymiş gibi davranarak etrafta dolaş. | Open Subtitles | ثم تميل نحو التظاهر أنهامجردخدع. |
Harvey gibi davranarak buraya gelmekle baya cesurmuşsun. | Open Subtitles | لديك الجرأة لتتظاهر انك (هارفي) لتدخل الى هنا |
Kyle geri döndüğünde, ayaklarını yerden kesecekmiş gibi davranarak mı? | Open Subtitles | 50,687 بتظاهرك أن (كايل)سوف يعود ! 813 00: 31: |
Kızlardan biri gibi davranarak. | Open Subtitles | بتظاهره أنه إحداهن |