Bunun gibi küçük bir arabanın ön tekerleklerindeki 202 beygir büyük bir miktar. | Open Subtitles | هذه قوة أحصنة ضخمة لتُطلقها عبر العجلات الأمامية لسيارة صغيرة كهذه |
Bunun gibi küçük bir şehirde saklanamazsın. Bill? | Open Subtitles | لا يمكنك الإختباء في بلدة صغيرة كهذه |
Benimki ise Vauxhall Corsa gibi küçük bir arabaya anca sığar. | Open Subtitles | .. معي نستطيع أن نكون في سيارة صغيرة مثل فوكسهال كورسا |
Şunu biliyoruzki bir kökucu bu özelliği gösteren sadece birkaç yüz hücreye sahip fakat ayrıca biz çavdar gibi küçük bir bitkinin ne kadar çok kökucu olduğunuda biliyoruz. | TED | الان نحن نعرف ان قمة الجذر تملك بعض مئات من الخلايا والتي تقوم بهذه العملية ولكن نحن نعلم كم هو كبير عدد الجذور لنبتة صغيرة .. مثل نبات الجادور |
Biliyor musun,benim de senin gibi küçük bir kızım vardı.. | Open Subtitles | تعلمي، أنني كنت والدًا من قبل لطفلة صغيرة مثلك بالظبط، |
Madem o kadar tehlikeli biri, senin gibi küçük bir kızı ne diye tek başına yolladılar, güzelim? | Open Subtitles | لوانهخطيرياعزيزتي, لماذا يرسلون فتاة صغيرة مثلكِ وحدها؟ |
Manhattan gibi küçük bir adada yaşıyorsanız kalbinizi kırmış birine rastlama olasılığınız çok yüksektir. | Open Subtitles | عندما تعيش في مدينه صغيره مثل منهاتن .. احتمال التقاء الواحد الذي كسر قلبك عالي جدا |
Bunun gibi küçük bir kasabada insanlar birbirini tanır. | Open Subtitles | الناس تعرف بعضها في بلدات صغيرة كهذه |
Raylan, Harlan gibi küçük bir kasabada bile bence elma varili artık demode. | Open Subtitles | حسناً " ريلين " حتى في مدينة صغيرة كهذه أظن الصندوق كله عفا عليه الزمن |
Bunun gibi küçük bir şehirde saklanamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الإختباء في بلدة صغيرة كهذه (بيل)؟ |
Sıkıştırarak, bunun gibi küçük bir parça kaya elde edersiniz. | Open Subtitles | وسحقها لتكوين صخرة صغيرة كهذه |
Sizinki gibi küçük bir kasaba gazetesinde iş bulmak ve iki elle sarılabileceğim haber servislerinin daha fazlası için bağıracağı önemli bir olayın çıkması için bekleyip dua etmek. | Open Subtitles | وهي الحصول علي وظيفة فى جريدة بلدة صغيرة مثل جريدتك والانتظار والصلاة على أمل حدوث أحداث هامة شيئاً ما أستطيع أن أخترقه |
Lakin Joan mücadeleciydi ve aday olmamak gibi küçük bir detayın onu spot ışıklarından etmesine izin vermeyecekti. | Open Subtitles | لكن جون لكونها مقاتلة لم تكن ستدع تفصيلة صغيرة مثل عدم ترشيحها، أن يدفع بها خارج الأضواء |
- Nasıl? - Hayır, yani ben bir oğlanım elbette. Yani sen de diğer küçük kızlar gibi küçük bir kız mıydın? | Open Subtitles | لا,اه انا اقصد,انا صبي طبعا ولكن هل كنت فتاة صغيرة مثل بقية الفتيات الصغار في حيي؟ |
Bunun gibi küçük bir kirpi balığı, 30 tane insanı öldürmeye yetecek kadar toksine sahiptir. | Open Subtitles | سمكة بخاخة صغيرة مثل هذه تمتلك السم الكافي لقتل 30 شخصا |
Bunun gibi küçük bir kasabada doğdum. | Open Subtitles | أنا ولدت في بلدة صغيرة مثل هذا |
Onlar büyük çocuklar. Senin gibi küçük bir hippiye dayanabilirler. | Open Subtitles | هم أولادَ كبارَ يمكنهم أن يهتموا بهيبية صغيرة مثلك |
Ben çok uzak gelmiş, beni utandırma sizin gibi küçük bir cadı izin için çok fazla güçleri satın aldı. | Open Subtitles | لقد أتيت بما يكفي أخذت الكثير من القوى لأدع ساحرة صغيرة مثلك تحرجني. |
Benim de, evde aynı senin gibi küçük bir kızım var. Ama o dışarı çıkmıyor. | Open Subtitles | لدي ابنة صغيرة مثلك بالمنزل حيث يجب أن تمكث |
Senin gibi küçük bir keşin tahminleri söylemesine izin vereceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تظنين بأنني سأدع حشاشة صغيرة مثلكِ تسير الأمور؟ |
Chandangadh gibi küçük bir şehirde büyük bir sosyal hizmet yürütmektedir. | Open Subtitles | تقوم بأعمال إجتماعيه في قريه صغيره مثل هذه |