Ve uzaktaki arkadaşlarla konuşmak onlarla aynı odada birlikte oturuyormuşsunuz gibi olacak. | TED | والتحدث إلى صديق بعيد جدًا سيكون مثل جلوسكما معًا في نفس الغرفة |
Evet, Hermione. Sanırım bu aynen gerçek büyücü satrancı gibi olacak. | Open Subtitles | نعم يا هرميوني، أظن أنه سيكون مثل شطرنج السحرة الحقيقي تماماً |
Çok iyisin. Eski günlerdeki gibi olacak. Biliyorum. | Open Subtitles | أنت طيب , ستكون مثل الأيام الخوالى أعرف ذلك |
Sanki bir televizyon yarışmasında bedava alışveriş yapma hakkı kazanmış gibi olacak. Benim için de yarışmayı kazanan kişiden eşya çalmak gibi olacak. Kay bakalım. | Open Subtitles | سيكون مثل الفوز بمُسابقة كبيرة بالنسبة الىّ ستكون مثل سرقة اشياء من الشخص الذى فاز بها انت الى الداخل |
Ama önümüzdeki bir ay, bu çocuklar için, acemi birliği gibi olacak. | Open Subtitles | لكن هذا الشهر التالي سيكون بمثابة مخيم عسكري لهم |
Ve o uzun zaman önce okuduğun bir kitap gibi olacak. | Open Subtitles | و سوف تكون مثل الكتاب الذي مر زمن طويل من قراءته. |
St. Salvatore festivali gibi olacak, İtalya'da her yıl yapıldığı gibi. | Open Subtitles | سيكون مثل مهرجان سالفاتوري مثل الذي يقوم في إيطاليا كل عام |
Sanki 50'lerden bir eşim varmış gibi olacak. | Open Subtitles | انه سيكون مثل انا عندى زوجة فى الخمسينات |
Geçen birkaç gün hiç yaşanmamış gibi olacak. | Open Subtitles | هو سيكون مثل الأيام القليلة الماضية ما حدث. |
Bilemiyorum. Daha önce hiç tanışmadığın bir teyze veya kuzen ile tanışmak gibi olacak. | Open Subtitles | إنه سيكون مثل مقابلة عمة لم أقابلها ابداً, أو قريب. |
Bu yaşlı kadına bakmak bebek bakıcılığı gibi olacak galiba. Sadece daha büyük alt beziyle. | Open Subtitles | رعاية تلك العجوز سيكون مثل حضانة الأطفال لكن مع حفاضات أكبر |
Bunu hatırlıyorum, çünkü tam o sırada bir kek yiyordun ve sen, "Ahbap, bu dönem tıpkı bunun gibi olacak." | Open Subtitles | أتذكر لأنك كنت تأكل قطعة كعك وقتها وقلت يا صاحبى فصل نصف السنة سيكون مثل هذة |
Bu yolculuk, Florida'da derin deniz avı gibi olacak. | Open Subtitles | هذه الرحلة باكملها ستكون مثل الصيد في البحر العميق في فلوريدا |
Bu 48 saat mini-duruşma gibi olacak. | Open Subtitles | سيضيع عام من حياته اذن هذه 48 ساعة ستكون مثل محاكمة صغيرة |
İlk kliniğimizi açtığımızda, ambulans gibi olacak. | Open Subtitles | عندما نفتتح عيادتنا الخاصة ستكون مثل الاسعاف |
Önümüzdeki birkaç sene striptiz kulübü yuvanız gibi olacak. | Open Subtitles | للأعوام العديدة التالية ملهاكم الليلي سيكون بمثابة المنزل |
Bu davada savunma avukatlığı hafif süvari alayının hücumu ya da Japon intihar pilotları gibi olacak. | Open Subtitles | هذه القضية سوف تكون مثل اٍتهام اللواء الخفيف أو واحدة من قضايا انتحار اليابانيين من طرف واحد |
Öyle istiyorsan boyarım... ama bitirdiğimiz zaman burası cehennem gibi olacak. | Open Subtitles | لكن عندما ننتهى هذا المكان سيبدو مثل جحيم |
Üniversitedeki gibi olacak. Kapıya bir levha asacağım: | Open Subtitles | سيكون أشبه بالكلية سأقوم بتعليق لوحة على الباب |
İşte döndüm ve iyiyim. Ve her şey eski günlerdeki gibi olacak. | Open Subtitles | أنا عدت وأنا بخير وكل شيء سيكون كما عهدناه في الأيام الخوالي |
Christy ailesi gibi olacak: deli ve parasız. | Open Subtitles | كريستى سينتهى به الأمر مثل أصحابه، مجنون ومعدم. |
Başkan Vekil'inin eşi ile arası iyi olursa işler Başkan Vekil'inin istediği gibi olacak. | Open Subtitles | إذا أصبحَت جيدة مع نائب المدير فأعتقد أنّ الأمور ستكون كما يريدها هو |
Sorunlarınızı çözüp, sonun bu herif gibi olacak. | Open Subtitles | ستصلح كل شيء وينتهى بكَ المطاف مثل هذا الأحمق. |
Bunların hepsini tekrar yapacağız ve iki doğum günün varmış gibi olacak. | Open Subtitles | سوف نعيد هذا كله مجدداً و سيبدو الأمر كأنه لدينا عيدين ميلاد |
..hiç varolmamış gibi olacak. | Open Subtitles | سيكون وكأن لم يوجد أي نسل منكم على الإطلاق |
Gündüzleri festival gibiyken geceleri kutlama gibi olacak. | Open Subtitles | سيتم قضاء الصباح في الصيام والليل في الاحتفال |
Ama her şey yine çalıştığımız gibi olacak. | Open Subtitles | لكن كل شيء سيبقى كما تدربنا عليه |
Aynı çocukluğumuzdaki gibi olacak. | Open Subtitles | سيصير الأمر كما كنا نقول في شبابنا |