| Mezuniyet balosuna... birlikte gideceğin biri var mı? | Open Subtitles | كنت اتسائل هل ستذهبين مع احد الي الحفلة؟ |
| Sanırım bu Meksika'ya tek başına gideceğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | أعتقد أن معنى هذا انك ستذهبين إلى المكسيك وحدك؟ |
| Kaybın acısını bırak gitsin çünkü gideceğin yerde, bu daha olmadı. | Open Subtitles | تخلصي من كل آلام خسارتكِ لأن المكان الذي ستذهبين إليه هذا كله لم يحدث به بعد |
| Sabah ilk işimiz gitmene izin vereceğiz boynunda "gideceğin yere daha hızlı yüz" diyen bir taşla. | Open Subtitles | سوف نتركك في الصباح. اما الان سوف نضع صخرة على رقبتك لتساعدك لتبلغ وجهتك. |
| Başlangıç olarak, gideceğin yeri en sevdiğin şarkıdan seçtin. | Open Subtitles | حسنٌ، أوّلًا، أخترت وجهتك حسب أغنيتك المُفضّلة. |
| gideceğin o yeni hapishanede seni kim kollayacak? | Open Subtitles | نعم, لكن هذا السجن الجديد الذي ستذهب إليه مَنْ سيحمي ظهرك؟ |
| Senin tek gideceğin yer, Falklands'deki dinlenme merkezimiz. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي ستذهب إليه هو مركز التقييم فى الفوكلاندز |
| Hayır, olmaz. Bu şekilde gideceğin tek yer hastane. | Open Subtitles | لا ,لا, المكان الوحيد الذى ستذهبين إليه هو المستشفي |
| - Sorun değil. - Babanı ziyarete gideceğin için üzüldüm. | Open Subtitles | لا بأس بهذا، أنا آسف لأنكِ ستذهبين لزيارة والدكِ. |
| Nereye gideceğin ya da sana kimin bakacağı hakkında endişelenmeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يكون لديك أي مخاوف بشأن إلى أين ستذهبين أو من سيعتني بكِ لأن الجواب هو هنا و نحنُ سنفعل |
| Sanırım şimdi önemli olan, bundan sonra ne yöne gideceğin. | Open Subtitles | أعتقدأنالمهمالآن... هو إتخاذكِ لقرار المكان الذي ستذهبين له |
| gideceğin yerde sır yok, hatırladın mı? | Open Subtitles | لا توجد أسرار حيث ستذهبين , أتتذكرين؟ |
| - gideceğin yer. - Sorunlu kızlar için yaz kampı. | Open Subtitles | ما ستذهبين إليه مخيم للفتيات المشاكل |
| Peki,senin ilk gideceğin yer neresi? | Open Subtitles | حسناً ، أين أوّل مكان ستذهبين إليه؟ |
| gideceğin yere varmadan kimi göreceğini bilemiyorsun. | Open Subtitles | لا تعلمين كيف ينتهي بك الحال حتى تدركين وجهتك |
| Şu hissi hiç yaşadın mı... araba yolculuğundasın ve asla gideceğin yere ulaşamayacakmış gibi? | Open Subtitles | هل سبق لك وأن حصلتِ على ذلك الشعور عندما تكونين في رحلة بالسيارة وأنك لم ترغبي في الوصول إلى وجهتك ؟ |
| Yalnız güneşli günlerde yürürsen gideceğin yere asla varamazsın. | Open Subtitles | واذا مشيتي فقط بالأيام المشمسة ... فلن تصلي إلى وجهتك |
| gideceğin yere vardıktan sonra ona ne yapmayı planlıyorsun? | Open Subtitles | ماذا سوف تفعل بها عندما تصل إلى وجهتك |
| Buradan ayrılsan bile gideceğin yere senden önce varacak. | Open Subtitles | ولو غادرت، سيصل إلى المكان الذي ستذهب إليه قبلك. |
| gideceğin tek yer benimle öğle yemeğidir. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي ستذهب إليه هو تناول الغداء معي |
| Kütüğüm ateşten korkar. gideceğin yerde ateş var. | Open Subtitles | جذعي يخشى النار هناك نار في المكان الذي ستذهب إليه |