"giden yolun" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطريق إلى
        
    • أن الطريق
        
    Dünya'ya giden yolun bir sonraki ipucuna 3 gün kaldı. Open Subtitles ثلاث أيام توقُف مِنْ الخطوة القادمة فى الطريق إلى الأرض
    Ayrıca, uzakta yaşıyorum, 24'cü anayoldan biraz ileride, Chattanooga'ya giden yolun üzerinde. Open Subtitles بالاضافة أيضاً، أنا أعيش في الخارج، كما تعلمون، مجرد عابرة سبيل على الطريق السريع 24. على الطريق إلى تشاتانوغا.
    Adelle mutluluğa giden yolun olabilir. Open Subtitles أيديل يُمْكِنُ أَنْ تَكُونَ حَسناً جداً الطريق إلى سعادتِكَ.
    Bize söylenen şey, huzura giden yolun bir sürat koşusu değil, TED قيل لنا أن الطريق نحو السلام ليس سباقا قصيرا، لكنه يشبه الماراثون.
    Ekonomik ve sosyal cehenneme giden yolun kendi büyük buluşlarımızla kaplandığı açık değil midir? TED أليس واضحا أن الطريق نحو الجحيم الاقتصادي والاجتماعي مُعَبدٌ باختراعاتنا العظيمة؟
    Çünkü tarih bize, unutulmaya giden yolun başladığı yerin burası olduğunu söylüyor. Open Subtitles لأنه كما يخبرنا التاريخ هنا بدأ الطريق إلى الإحدار
    Kıyamete giden yolun kaldırımları... tek kullanımlık yiyecek konteynırlarıyla döşenmiştir, arkadaşım. Open Subtitles لقد مهّدتُ الطريق إلى نهاية العالم مع حاويات الغذاء المتاح ، يا صديقي
    Ruh ikiziyle tanışmak ruhunun, eve yani kaynağa doğru giden yolun öbür yarısını bulması gibidir. Open Subtitles إجتماع الأرواح الملتهبة هو عندما تجد الأرواح نصفها الآخر على الطريق إلى المصدر
    Herkesin, krala giden yolun benim yatak odamdan geçmediğini bilmesini isterdim. Open Subtitles أرغب في الاستمرار لكن أود القول... من المعروف أن غرفة نومي هي الطريق إلى الملك
    Cehenneme giden yolun iyi niyetlerle döşeli olduğu gibi bir şey söylediğini hatırlıyorum. Open Subtitles ... أنا أتذكرها وهي تقول شيئاً على أن الطريق إلى الجحيم تجري على مهد النوايا الحسنة
    Bu sırada Tobias ile Maeby, seçmelere giden yolun rotasını çizdiler. Open Subtitles في هذه الأثناء, (طوباياس) و (مايبي) حددوا الطريق إلى الأستوديو
    Öncelik Kudüs'e giden yolun açilmasi idi. Open Subtitles الأولوية كانت تفتح "الطريق إلى "القدس
    Bak Emma annem bana hep erkeğin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini söylerdi. Open Subtitles (أتعلمين يا (إيما أخبرتني والدتي ذات مرة بأن الطريق إلى قلب الرجُل هو من خلال معدته.
    İyi de Sunview Motel Fort Lauderdale'e giden yolun yarısı kadar mesafede. Open Subtitles أجل، فندق (سونفيو)... هذا، مثل، نصف الطريق إلى (فورت لودرديل).
    Ütopyasına giden yolun cesetlerle dolu olması gerekiyorsa bunu yapmaktan çekinmeyeceğini açıkça belirtti. Open Subtitles لقد جعل الأمور واضحة جدا لي أن الطريق لمدينته الفاضلة يكون مليئ بالحثث ليكن ذلك
    Irak'ta, benim ve askerlerim arasındaki saygıya giden yolun iki yönlü olduğunu öğrendim. Open Subtitles تَعلّمتُ في العراق أن الطريق للإحتِرام بيني وبين رجالي لدينا طريقين.
    Hayatım boyunca hastanede kalmış olabilirim ama ben bile erkeğin kalbine giden yolun, babasının hayalindeki proje olmadığını biliyorum. Open Subtitles حسنًا, أنا لقد كنت في مستشفى نصف حياتي وحتى أنا أعرف أن الطريق لقلب الصبي ليس من خلال مشروع والده الذي قتل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more