"gidiyormuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • طريقه
        
    • يسير
        
    • متجهة
        
    • ذاهب إلى
        
    • تتجه
        
    • ذاهباً
        
    • متوجهاً
        
    • متجه
        
    • كان يذهب
        
    • كان ذاهبا
        
    • طريقها إلى
        
    • متجها
        
    • بالذهاب لغرفة
        
    • كانت ذاهبة
        
    • كانت فى الطريق
        
    Saldırıya uğradığı sırada onu görmeye gidiyormuş. Open Subtitles وأنه كان في طريقه للقائها عندما تعرّض للضرب ثم لنوبة قلبية
    Billy senin ofisine gidiyormuş. Bu saldırılar hakkında bir şeyler öğrenmiş. Open Subtitles بيلي، في طريقه إلى مكتبكِ، لديه بعض المعلومات عن الهجوم
    Babası polis eskortuyla gidiyormuş, Westley de yanındaymış. Open Subtitles يصحبه حرس من الشرطة و ويستلى يسير جنبا الى جنب
    Ondan 7 saat sonra da Kanada sivil havacılık tarafından tespit edilmiş, hâlâ batıya gidiyormuş. Open Subtitles بعد سبع ساعات، تمت رؤيتها بواسطة إدارة الطيران الكندية، مازالت متجهة للغرب
    Annem tütünleri buldu ve galiba babam da bir yerlere gidiyormuş. Open Subtitles حسن، أمي وجدت اللفائف وأعتقد أن أبي ذاهب إلى مكان ما
    Bir kamyoncu bildirdi, siyah bir SUV içinde umursamaz bir sürücü... 232 yolu üzerinde güneye gidiyormuş ve fena halde sallanıyormuş. Open Subtitles سائق شاحنه للتو ابلغ عن سائق متهور في سيارة دفع رباعي سوداء تتجه جنوبا على 232 و تنحرف بشكل خطير للغاية
    Birisi ters viteste gidiyormuş. Burada ani fren yapmış. Open Subtitles شخصٌ ما كان ذاهباً عكس الإتجاه ثم فرمل بشدة هُنا.
    Kız arkadaşının evine gidiyormuş ama kız iptal etmiş. Open Subtitles لقد قال بأنه كان متوجهاً لبيت صديقته و بأنها ألغت الموعد بينهما.
    Kaza geçirdiğinde havaalanına gidiyormuş. Open Subtitles كان في طريقه إلى المطار عندما وقع الحادث
    Fakat nihayet onu evimize getirtebildiğimizde ki o zaman bu dava o kadar önemli değildi zavallı piç sanki evime değil de idam mangasına gidiyormuş gibiydi. Open Subtitles .. ولكن عندما دعوناه للمنزل أخيراً .. ذلك عندما كانت القضية في أوجّها .. الحقير المسكين ظهر وكأنه في طريقه
    Duyduğuma göre Don, Napolyon'u görmeye gidiyormuş. Open Subtitles يُقال أن "الدون" في طريقه لمقابلة "نابليون".
    Tedavi iyi gidiyormuş, elimizden başka bir şey gelmez. Open Subtitles العلاج يسير على ما يرام لا يمكنك فعل أي شيء أكثر من ذلك
    Herşey yolunda gidiyormuş gibi görünür, neredeyse bu yüzden kendini kutlayacakken olan olur. Open Subtitles عندما يبدو الأمر فقط أنّ كل شيء يسير في طريقك, وربما تهنئ نفسك بنفسك, ذلك عندما يحدث الأمر
    Saatte 5 kilometre gidiyormuş. Open Subtitles يقولون أنّه يسير بسرعة 5 كيلومترات بالساعة
    - ...bu buluşmaya gidiyormuş. Open Subtitles ضحيتنا كانت متجهة الي ذلك .الاجتماع عندما هوجمت
    Paducah'ın dışındaymış. Güneye gidiyormuş. Open Subtitles "عثروا عليها خارج "بادوكا كانت متجهة جنوباً
    İş yerine, hastayım, dedim, ve işe gidiyormuş gibi evden çıktım. Open Subtitles ادعيتُ المرض، ثم غادرت كأنني ذاهب إلى العمل
    Sanki masaya kadar kovalanmış da şimdide vezneye gidiyormuş gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أن هناك من طاردها عبر المكتب سوهى تتجه الان نحو شباك الدفع
    Yöneticiymiş. İşe gidiyormuş. Open Subtitles إنّه يعمل حارساً، كان ذاهباً للعمل.
    Dediğine göre yaşlı adam San Julian'a gidiyormuş... Open Subtitles قال أن العجوز يمكن أن يكون متوجهاً إلى "سان جوليان"
    Burdan 100 mil uzaktaymış. Paris'e gidiyormuş! Open Subtitles إنه يقيم معسكر على بعد 100 ميل من هنا إنه متجه إلى باريس
    Yalnız biriymiş. Yani, derslerine gidiyormuş... Open Subtitles حسناً, أقصد بأنه كان يذهب إلى حصصه الدرسية, و لكن
    - Açıkla lütfen. - Alışverişe gidiyormuş. Bir şey istiyor muyuz diye sormak için gelmiş. Open Subtitles نعم , لقد كان ذاهبا الى المحل ويريد ان يعرف اذا كنا نريد اى شئ
    Otobüs terminalinde yakalamışlar. Asunción'a gidiyormuş. Open Subtitles وجدوا لها في محطة للحافلات في طريقها إلى أسونسيون.
    San Antonio'ya bizi bulmaya gidiyormuş. Open Subtitles كان متجها إلى "سان آونتونيو" للعثور علينا
    Mutfağa gidiyormuş gibi yapacaksın fakat çamaşırhaneye gideceksin. Open Subtitles تظاهر بالذهاب لغرفة الطعام لكن إذهب لغرفة غسيل الملابس
    Rönesans Fuarı'na mı gidiyormuş? Open Subtitles هل كانت ذاهبة لمعرض عصر النهضة؟
    Bulabildiğim son rapora göre Fort Collins, Colorado üzerinden California'ya gidiyormuş. Open Subtitles اخر اتصال كان مسجل هي كانت فى الطريق إلى كاليفورنيا فى الحصن بكولورادو.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more