- Kahretsin, polisler geldi. - Buraya başka kimse giremez. | Open Subtitles | اللعنة الشرطة هنا لم يدخل احد هنا انظر لهذا المكان |
Süvari tam güç kazandı. Ama biz içeri almazsak buraya giremez. | Open Subtitles | قوّة الراكب بلغت الذروة لكنّه لايمكنه الدخول إلا إذا تركناه يدخل |
- Ben seni sonra ararım - Dedektif böylece giremez... | Open Subtitles | سيكون عندي لدعوتك إلى الخلف مخبر، أنت لا تستطيع الدخول |
Demir çemberler varken, bırak hızlı hareket etmeyi, buraya kimse giremez. | Open Subtitles | السلك الحاد كان من المفترض ان يمنع اى شخص من الدخول. |
Ama o Komançinin inandığı şeye göre gözleri olmazsa, Ruhlar Alemine giremez. | Open Subtitles | لا شيء و لكن تبعا لإعتقاد الكومانشي بدون عينيه لن يستطيع دخول عالم الأرواح |
Onu korumak hakkında verdiğin onca öğütler benimle onun arasına kimse giremez demeler, şimdi bu ne oluyor? | Open Subtitles | كل محاضراتك حول حمايتها وبشأن كيف أنه لن يحول أحد بيني وبينها، والآن هذا؟ |
Ve güvenlik sisteminden dolayı ondan başka kimse içeriye giremez. | Open Subtitles | وهو متزامن مع النظام الأمني، لذا لا أحد يدخل غيرها. |
Kapatmalıyım. Başka kimse giremez. | Open Subtitles | يجدر بي إغلاق الأبواب خلفك، لا يجب أن يدخل أحد آخر |
Neyse. Filmde bir odaya girer. O, odaya sadece yürüyerek giremez. | Open Subtitles | في الفيلم يدخل الى غرفة ولا يمكنه ان يدخل الى غرفة ببساطة |
Parola olmaksızın, efendim, Kimse, ama kimse Kuzey Vadisinden gelip de kaleye giremez. | Open Subtitles | بدون كلمة السر، لن يدخل أحد من الوادي الشمالي، لا أحد أبداً سيدخل بدونها |
Bir bomba sığınağı olarak tasarlandı. Buraya kimse giremez. | Open Subtitles | انه مصمم ليكون ملجأ لا أحد يستطيع أن يدخل هنا |
Hiç kimse güç jetonu kullanmadan buraya giremez. | Open Subtitles | لا أحد يدخل مركز القيادة بدون معدن الطاقة |
Benim kadar siz de biliyorsunuz. Oraya kimse giremez. | Open Subtitles | انت تعرفين هذا مثلى لايمكن لأحد الدخول الى هناك |
Bekle! Şimdi senden başkası giremez. | Open Subtitles | لا ، انتظر ، لا أحد يمكنه الدخول إلى هناك غيرك |
Frisbee, bir bildiri yayınla. Feministler giremez. | Open Subtitles | فريزبى علق لافتة بعدم دخول المطالبات بالمساواة |
Araştırma yapılmadan kimse oraya giremez. | Open Subtitles | لا يمكن لأحد دخول المكان بدون أن يتم تفتيشه |
Hamile bir kadınla, yemeği arasına kimse giremez. | Open Subtitles | لا شيئ يحول بين أمرآه حامل ووجبه |
Niçin Yahudiler ve Köpekler giremez? | Open Subtitles | بابا .. لماذا غير مسموح بدخول اليهود أو الكلاب؟ |
- Basın giremez. - Basından değilim. | Open Subtitles | يا رجل، الصحافة ممنوعة لا، لا، لا، لست صحفياً |
Sana iki çift lafım var. Hiç kimse benimle Malibu'm arasına giremez. | Open Subtitles | لا احد سيقف بيني وبين السياره حتى ولو كان جداراً من نار |
Senin 48 saatlik karantinan bitmeden içeri falan giremez. | Open Subtitles | حسنًا، لن يدخُل حتى تنتهي الـ 48 ساعَة في الحجر الصحي. |
Hastalar hemşirelerin odasına giremez. | Open Subtitles | عد مكانك المرضي غير مسموح لهم بالتواجد في عنبر الممرضات |
Benden ve asistanımdan başka hiç kimse kütüphaneye giremez. | Open Subtitles | لا يسمح بدخول أحدٍ إلى المكتبة ما عدا أنا ومساعدي |
Hop. Kusura bakmayın beyler. 21 yaş altı giremez. | Open Subtitles | آسف يا رفاق، ذوي سن الواحد وعشرين فقط يسمح لهم بالدخول |
Evet, o çatlak babamın kulübüne hiçbir şekilde giremez. | Open Subtitles | ، نعم .. حتى لا يمكن لهذا الغريب أن يقرب من أمام نادي والدي الوطني |
Pekala, buradan öteye elektronik eşya giremez. Kamera, ses cihazı vs.. | Open Subtitles | حسناً، ممنوع مرور الإلكترونيات من هنا كاميرات، أجهزة صوتية... |
Gözlem odasına aileler giremez. | Open Subtitles | لا أحد من أفراد العائلة بمقدوره الجلوس في غرفة المشاهدة |