| İç Güvenlik Dairesi ülkeye giriş ve çıkış yapan hassas materyaller için depo olarak kullanıyor orayı. | Open Subtitles | الأمن الداخلي يستخدمه كمحطة لنقل المواد الحساسة داخل وخارج البلاج. |
| Gizli bir kredi ile finanse edilen; Kanada'ya giriş ve çıkış, | Open Subtitles | بتمويل من قرض السري؛ تحلق داخل وخارج كندا، |
| İstasyona giriş ve çıkış trafiğini etkileyecek bir şey olursa bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف إذا كان هناك أي شيء يؤثر على حركة المرور يذهب داخل وخارج تلك المحطة |
| Buraya giriş ve çıkış için birden fazla yol olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود الكثير من المداخل والمخارج هنا فى الأشفل |
| Bir çok giriş ve çıkış var. | Open Subtitles | العديد من المداخل والمخارج |
| Buradan geçtikten sonra kolayca ilerleriz. giriş ve çıkış beş dakika sürer. | Open Subtitles | وعندما نعبر من هذه النقطة، فالباقي سَهل الدخول والخروج في خمس دقائق |
| - Hayır, sürücü olacaktır. Ben hızlı giriş ve çıkış alabilirsiniz Bu şekilde. | Open Subtitles | لا ، سأقود أنا حتى أتمكن من الدخول والخروج بسرعة |
| Ama giriş ve çıkış yaralarının boyutlarına bakarsak yüksek hızlı, geniş kalibreli bir kurşun olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن أبعاد ومقاسات جروح الدخول والخروج تشير إلى رصاصة ذات سرعة عالية، و عيار كبير |
| kaçtıysan bize giriş ve çıkış yolunu gösterebilirsin o halde. | Open Subtitles | أجل، ولكن إذا هربتِ فيمكنك أن تبيني لنا طريق الدخول والخروج |