İki yıl önce kadar bana anahtarlarını verdi ve acelem vardı gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | أعطاني المفاتيح قبل بضع سنوات وكان علي الرحيل من المكان الذي كنت فيه على عجل |
Seninle kalmalıydım, ama gitmek zorundaydım kurtulman için her şeyi ayarladım. | Open Subtitles | كان يجب أن أبقى معكي ، ولكن وجب علي الرحيل لإتخاذ الترتيبات اللازمة لإخراجك |
Çünkü elim kanıyordu. Acile gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | لأنني كنت أنزف من يديّ إضطررتُ للذهاب للطوارئ |
Ailesi dehşete düşmüş. Oraya gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | كانت عائلته مفجوعة واضطررت للذهاب إليهم هناك |
Ben bana fotoğrafçı olmayacak dediler ama bir sürü fotoğrafçı geldi ben de oradan gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | لقد وعدوني بعدم وجود المصورين وجاء حفنة منهم لذا كان عليّ المغادرة أينأنت؟ |
Seninle kalmalıydım, ama gitmek zorundaydım kurtulman için her şeyi ayarladım. | Open Subtitles | كان يجب أن أبقى معكي ، ولكن وجب علي الرحيل لإتخاذ الترتيبات اللازمة لإخراجك |
gitmek zorundaydım. Üzgünüm. | Open Subtitles | كان علي الرحيل, أسفة |
- Seni özledim. - gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | لقد افتقدتك - كان علي الرحيل - |
Affedersin, Sinclair için alışverişe gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | عذرا، واضطررت للذهاب للتسوق لسنكلير. |
Havaalanına gidiyordum, fotoğrafçı olmayacağına dair söz verdiler ama bir sürü fotoğrafçı gelmişti, ben de oradan gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | لقد كنت بالمطار وقد وعدوني بعدم وجود المصورين ولكن المصورين جائوا لذا كان عليّ المغادرة |
- gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | كان عليّ المغادرة. |