"gitmek zorundaydım" - Translation from Turkish to Arabic

    • علي الرحيل
        
    • إضطررتُ للذهاب
        
    • واضطررت للذهاب
        
    • كان عليّ المغادرة
        
    İki yıl önce kadar bana anahtarlarını verdi ve acelem vardı gitmek zorundaydım. Open Subtitles أعطاني المفاتيح قبل بضع سنوات وكان علي الرحيل من المكان الذي كنت فيه على عجل
    Seninle kalmalıydım, ama gitmek zorundaydım kurtulman için her şeyi ayarladım. Open Subtitles كان يجب أن أبقى معكي ، ولكن وجب علي الرحيل لإتخاذ الترتيبات اللازمة لإخراجك
    Çünkü elim kanıyordu. Acile gitmek zorundaydım. Open Subtitles لأنني كنت أنزف من يديّ إضطررتُ للذهاب للطوارئ
    Ailesi dehşete düşmüş. Oraya gitmek zorundaydım. Open Subtitles كانت عائلته مفجوعة واضطررت للذهاب إليهم هناك
    Ben bana fotoğrafçı olmayacak dediler ama bir sürü fotoğrafçı geldi ben de oradan gitmek zorundaydım. Open Subtitles لقد وعدوني بعدم وجود المصورين وجاء حفنة منهم لذا كان عليّ المغادرة أينأنت؟
    Seninle kalmalıydım, ama gitmek zorundaydım kurtulman için her şeyi ayarladım. Open Subtitles كان يجب أن أبقى معكي ، ولكن وجب علي الرحيل لإتخاذ الترتيبات اللازمة لإخراجك
    gitmek zorundaydım. Üzgünüm. Open Subtitles كان علي الرحيل, أسفة
    - Seni özledim. - gitmek zorundaydım. Open Subtitles لقد افتقدتك - كان علي الرحيل -
    Affedersin, Sinclair için alışverişe gitmek zorundaydım. Open Subtitles عذرا، واضطررت للذهاب للتسوق لسنكلير.
    Havaalanına gidiyordum, fotoğrafçı olmayacağına dair söz verdiler ama bir sürü fotoğrafçı gelmişti, ben de oradan gitmek zorundaydım. Open Subtitles لقد كنت بالمطار وقد وعدوني بعدم وجود المصورين ولكن المصورين جائوا لذا كان عليّ المغادرة
    - gitmek zorundaydım. Open Subtitles كان عليّ المغادرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more