Yapabileceğim bir şey yok. Kaptan gitmemiz gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكن أن أفغله عندما يقول الفائد أن علينا أن نذهب |
Sen bizim başka partiye gitmemiz gerektiğini söyledin. | Open Subtitles | فوق هذا، قلت أن ثمة مكان آخر علينا أن نذهب اليه |
Belki. Her neyse, çabucak gitmemiz gerektiğini biliyorduk. | Open Subtitles | ربما, على أي حال, أدركنا بأنّ علينا الخروج بسرعة |
Bana tarifi okudu ve oraya gitmemiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قرأ هذا الوصف و قال يجب علينا الذهاب إلى هناك |
Babam, yanımıza hiçbir şey almadan hemen gitmemiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وابي قال ان علينا المغادرة حالا بدون اخذ اي شيئ |
gitmemiz gerektiğini biliyorum ama, ikinize de söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | أنا أَعْرفُ بأن علينا الذهاب لاكن هنالك شئ أريد أن أخبركما به |
Neden bütün bu yolu ona bakmak için gitmemiz gerektiğini hala anlamıyorum. | Open Subtitles | ما زلت لا أفهم لماذا يجب علينا الذهاب مباشرة هناك ونلقى نظره على الأرض ؟ |
Çölden gitmemiz gerektiğini söylemiştim. | Open Subtitles | أنا أرى كان يجب أن نأخذ طريق الصحراء |
gitmemiz gerektiğini söyle. Mektubu okumasını söyle. | Open Subtitles | قولي له أننا يجب أن نذهب قولي له اقرأ الرسالة |
Ben hâlâ gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا , و مع ذلك ما زلت أظن أن علينا الرحيل |
Önsezin hakkında ne yapmamız gerektiğini biliyorum, nereye gitmemiz gerektiğini. | Open Subtitles | الآن أنا أعرف ماذا نحتاج لكي نتعامل مع هواجسك أعلم أين علينا أن نذهب |
Hayır, bence daha sık Avrupa'ya gitmemiz gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | لا, أعتقد بأنها تقول بأن ينبغي علينا أن نذهب إلى أوروبا في أغلب الأحيان. |
gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. Gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | .أعتقدُ أنّهُ علينا الذهاب .علينا أن نذهب |
Mavi saçlı bir kız giriyor içeri. Torres, gitmemiz gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | انها فتاه بشعر أزرق توريس يخبرنى انه علينا أن نذهب |
Manta sorunuyla başa çıkmak istiyorsak başlangıç noktasına gitmemiz gerektiğini farkettik. | Open Subtitles | أدركنا إذا كنا ستعمل على التعامل مع قضية مانتا، كان علينا أن نذهب إلى نقطة الصفر. |
Hayatta olup olmamalarının ya da ne olduklarının bir önemi yoktu, oradan gitmemiz gerektiğini biliyordum sadece. | Open Subtitles | لم يكن مهماً كونهم أحياء ام امواتاً او مهما كانوا، علمت ان علينا الخروج من هنا |
- Buradan gitmemiz gerektiğini hissediyorum. | Open Subtitles | يخامرني شعور ما بأن علينا الخروج من هنا! |
Ama itiraf etmeliyim, ben de gitmemiz gerektiğini biraz düşündüm. | Open Subtitles | رغم هذا، على أن أعترف أني مؤخراً كنتُ أفكر أنّ علينا الذهاب إلى هناك |
Babama gitmemiz gerektiğini yazmış. | Open Subtitles | قالت أنه يجب علينا الذهاب إلى والدنا |
Bunun çok zor olduğunu biliyorum, ama cenaze evine gitmemiz gerektiğini düşünüyorum, hayatım. | Open Subtitles | اعلم ان هذا صعب جدا , لكن اعتقد ان علينا الذهاب الى مكان الجنازة , حبيبتي |
Hastahaneye gitmemiz gerektiğini düşündüm ama Mary sadece konuşmak istedi. | Open Subtitles | لقد قلت بأن علينا الذهاب للمستشفى لكنها أرادت التحدّث وحسب |
Bir danışmana gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا... أنا... هاري, أظن بأن علينا أن نذهب للإستشارة |
-Parktan gitmemiz gerektiğini biliyordum | Open Subtitles | عرفت بأنّنا كان يجب أن نأخذ المتنزه |
Chris gerçekten eve gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | (كريس) ، أنا أعتقد أننا يجب أن نذهب إلى البيت الأن |
Git ve herkese, mümkün olan en kısa sürede gitmemiz gerektiğini söyle ama Joe'ya, Emma'ya ya da adı neyse işte, Mandy'e Ryan Hardy'den bahsetme. | Open Subtitles | إذهب و أخبر الجميع أن علينا الرحيل بأقرب وقت ممكن لكن لا تذكر إسم (راين) أمام (جو) أو (إيما) و تلك المسماة (ماندي) |