"gitmeyeceksin" - Translation from Turkish to Arabic

    • لن تذهب
        
    • تذهبي
        
    • لن ترحل
        
    • تذهبى
        
    • لن تذهبين
        
    • لن تتركني
        
    Bir yere gitmeyeceksin! Daha kapıdan bir adım attığında ölürsün. Open Subtitles لن تذهب ، اي خطوة خارج الباب ستصبح من الاموات
    - Sen onlarla gitmeyeceksin, Beyaz adam. - Gitmeyeceğim. Open Subtitles ـ أنت لن تذهب معهم ، أيها الأبيض ـ لن أفعل
    Onlarla olmalıydım. Tekrar güçlenene kadar, hiçbir yere gitmeyeceksin. Open Subtitles يجب أن ألتحق بهم لن تذهب حتى تتعافي ثانية
    O randevuya gitmeyeceksin. Coney lsland'daki işinde olacaksın. Open Subtitles لن تذهبي لهذا الموعد ستكونين الليلة في عملك بكوني ايلند
    Dinle Pheebs, biliyorum sen oraya gitmeyeceksin ama sence ben oraya gidip onun tuvaletini kullanabilir miyim? Open Subtitles أنا أعرف أنك لن تذهبي لهناك و لكن هل تعتقدين انني استطيع الذهاب إليه و إستخدام حمامه
    gitmeyeceksin, bensiz gitmeyeceğine söz ver. Open Subtitles أنت لن ترحل ؟ لنترحلبدوني؟ عاهدني.
    Sırt çantasıyla Mısır'ı falan gezmeye gitmeyeceksin! Open Subtitles أنت لن تذهبى كتجوال وفي الهند كلّ الأماكن
    Pijamalarınla gitmeyeceksin, değil mi? Open Subtitles إنّكِ لن تذهبين بملابس نومكِ، أليس كذلك؟
    Eminimki onların yakınına bir yere gitmeyeceksin. Open Subtitles أنا متأكد أنك لن تذهب إلى أي مكان قريباً منهم
    O zaman söyle, asla beni bırakıp başka bir yere gitmeyeceksin. Open Subtitles قلها اذا، أنت لن تذهب إلى أيّ مكان وتتركنى وراءك
    gitmeyeceksin dedim, gitmeyeceksin. Open Subtitles أنا قلت أنك لن تذهب ، وهذا معناه أنك لن تذهب
    Ayrılırsam, hiçbir yere gitmeyeceksin değil mi? Open Subtitles لو انا رحلت, انت لن تذهب لاى مكان, اليس كذلك ؟
    Spor ceket giyebilirsin ama öyle gitmeyeceksin. Open Subtitles يمكنك أن ترتدى معطفا رياضيا ولكنك لن تذهب بهذا الشكل
    Bu hiç olmayacak. Bir yere gitmeyeceksin. Open Subtitles هذا لن يحدث ابدا انت لن تذهب الى اى مكان
    - Okula o pezevenk şapkasıyla gitmeyeceksin. Open Subtitles لن تذهبي إلى المدرسة وهذه القبعة على رأسك
    Bu tavırlara devam edersen açık artırma için elbiseye de ihtiyacın olmayacak, çünkü gitmeyeceksin. Open Subtitles إذا استمريتي بموقفكِ لن تحتاجين فستاناً من أجل الذهاب لذلك المزاد لأنكِ لن تذهبي
    Bugün izin kağıdını eline alamazsan geziye gitmeyeceksin. Open Subtitles إذا لم تسلمي الأذن اليوم لن تذهبي لتلك الرحلة
    Sen gitmeyeceksin, Priya, kader seni oraya götürecek. Open Subtitles لن تذهبي يا بريا لكن القدر سيأخذك إلى هناك
    'Sen gitmeyeceksin, Priya, kader seni oraya götürecek.' Open Subtitles لن تذهبي يا بريا لكن القدر سيأخذك إلى هناك
    'Sen gitmeyeceksin, Priya, kader seni oraya götürecek.' Open Subtitles لن تذهبي يا بريا لكن القدر سيأخذك إلى هناك
    Annemin ölümünün üstünden saatler geçmişken beni taciz ediyorsun gayet açık ki... biz bu işi halledene kadar gitmeyeceksin, yani ne halt istiyorsun sen? Open Subtitles إتّك تُضايقني بعد وفاة والدتي بساعاتٍ، لذا من الواضح أنّك لن ترحل حتى نتحدّث، لذا... ماذا تُريد بحقّ السماء؟
    Yemek büyüleyici ve o sürücü onaylanana kadar bir yere gitmeyeceksin. Open Subtitles الطعام مذهل، وأنتِ لن تذهبى إلى أى مكان حتى يتم التحقق من هذا القرص
    Tamam peki siktir et. Tamam ama yalnız gitmeyeceksin. Open Subtitles حسنا، لابأس، سحقاً، سحقاً حسنا، لكنك لن تذهبين وحدك
    Seni yagmurdan kurtardm, simdi gitmeyeceksin, öyle degil mi? Open Subtitles انت لن تتركني الآن، ليس بعد ان ابعدتك عن المطر، اليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more