"gitmiyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

• يذهبوا
• يذهبون
• يرحلوا
• يغادروا
• يرحلون

Şayet buraya görgü şahidini öldürmek için geldilerse neden gitmiyorlar?
إن كانوا هنا لقتل الشاهدة، لماذا لم يذهبوا حتى الآن؟

Büyüklükleri doğru değil, Victorian değiller ve iyi gitmiyorlar.
انهم ليسوا الحجم الصحيح و ليس فكتوريين ولن يذهبوا

Hayır, onlar yanlış bir şey yapmadılar, hiçbir yere gitmiyorlar.
لا.. لم يرتكبوا أي غلط لن يذهبوا لأي مكان

Tahliye edilenlerin %25'i gitmeleri söylenen yere gitmiyorlar ve başka bir %25 ise, tahliye bölgesinde olduklarını bile bilmiyorlar.
لدي 25 بالمئة من السكان لا يذهبون إلى الأماكن التي أمروا بالذهاب إليها و 25 بالمئة اخرون لا يعرفون

- Alınca çekip gitmiyorlar.
لماذا لا يذهبون لديارهم بعد ان نالوا اجرهم؟

- Hiçbir yere gitmiyorlar.
ـ إنهم لن يرحلوا ـ ألقى سلاحك أيها الملعون

Ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olmadıklarını kesinleştirene kadar hiçbir yere gitmiyorlar.
حتّى نتيقّن من كونهم لا يمثّلون خطرًا للأمن القوميّ، فلن يغادروا المكان.

- Mille Collines'den ayrılamazlar. - gitmiyorlar!
لن يستطيعوا ترك ميل كولين - لن يرحلون -

Seni sen yapan onlar. Onlar da bir yere gitmiyorlar.
.لا انهم من يفعلو ,وهم لن يذهبوا الي اي مكان أخر

Hiçbir yere gitmiyorlar.
إنهم لن يذهبوا لأي مكان إنهم قراصنة موهوبين يا رئيس

Hiçbir yere gitmiyorlar. Sadece ortadan kayboluyorlar.
لم يذهبوا إلى أي ماكن هم فقط إختفوا

Onları merak etme. Hiçbir yere gitmiyorlar.
لا تقلق عليهم لم يذهبوا اى مكان.

Monnraker'de uzaya gitmiyorlar mıydı?
ألم يذهبوا فيه للفضاء الخارجي ؟

- Bir yere gitmiyorlar.
. أترُكى الأطفال يذهبون - . لا , لن يذهبوا -

O çocuklar hiçbir yere gitmiyorlar.
هؤلاء الصغار لن يذهبوا لأي مكان

Ve Çin'de hiç kiliseye gitmiyorlar.
وفى الصين، لا يذهبون أبداً إلى الكنيسة لا دين، أيضاً ؟

Bu kasabada insanların bir sorunu olduğunda polise gitmiyorlar,
كما تعلم، تحصل للناس مشاكل في هذه المدينة، ولا يذهبون للشرطة

Onlar giyinip, hazırlanıp telefonlarını alarak parkta uyumaya gitmiyorlar.
هم لا يرتدون ملابسهم و يأخذون هواتفهم النقالة و يذهبون للنوم في الحديقة العامة

Onlar giyinip, telefonlarını alıp bir parka uyumaya gitmiyorlar.
هم لا يرتدون ملابسهم و يأخذون هواتفهم و يذهبون للنوم في الحدائف العامة

Tamam, beni öldürme ama annemlerin uçuşu iptal edilmiş ve pazar akşamına kadar gitmiyorlar.
حسناً ، لا تقتلني رحلة والدي ألغيت ولن يرحلوا الآن حتى ليلة الأحد

Ben de parayı nakit alıp Mitchell'a söylemedim ama şimdi de gitmiyorlar.
فأخذت الفلوس، ولم اخبر ميتشل والان لن يغادروا

Lou, hiçbir yere gitmiyorlar.
إنهم لن يرحلون. هل رأيتيهم؟