"giydiğimiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نرتدي
        
    • نرتديها
        
    • نلبسها
        
    Vaftiz töreninde giydiğimiz kıyafetleri Crispin'in partisinde de giysek olmaz mı? Open Subtitles هل يمكننا ان نرتدي نفس الملابس الى حفل كريسبن التي سنرتديها للتعميد؟
    Küçükken, onun ayakkabılarını giydiğimiz zamanlar gibi. Open Subtitles الأمر كما عندما كنا يافعين و كنا نرتدي حذائه
    Şuna bak. Bunlar önceden giydiğimiz çöpler. Open Subtitles أنظر إلى هذا لقد كنا نرتدي القمامة
    giydiğimiz giysilerle, yaptığımız makyajla. TED بالملابس التي نرتديها وبمساحيق التجميل التي نضعها.
    Bu yolla giydiğimiz kıyafetler diplomatik hafif gücün harika bir illüstrasyonu olabilir. TED وبهذه الطريقة، فالملابس التي نرتديها يمكن أن تكون تجسيدا واضحًا للقوة الدبلوماسية الناعمة.
    - Maçta giydiğimiz çoraplar bunlar, evet. Open Subtitles هذه الجوارب التي نلبسها للعب كرة القدم .. لذلك .. نعم
    Şuna bak. Bunlar önceden giydiğimiz çöpler. Open Subtitles أنظر إلى هذا لقد كنا نرتدي القمامة
    Aynı numara giydiğimiz için istediğim zaman bana ödünç vereceği güzel çizmelerinin içindedir muhtemelen. Open Subtitles على الأرجح مُرتدية حذاء طويل الرقبه رائع ستستمح لي باقتراضهم وقتما أُريد لأننا نرتدي نفس المقاس انها موجودة يا "تيد"
    Etek giydiğimiz için de değil, gözlük taktığımız için. Open Subtitles وليس هذا لأننا نرتدي التنانير.. بل لأننا نرتدي النظارات!
    giydiğimiz gömlek bile aynı. Open Subtitles نحن نرتدي نفس القميص
    Rüzgârlık giydiğimiz için mi? Open Subtitles لكوننا نرتدي سترتيّ شرطة؟
    giydiğimiz şeyler bizim görünüşte birbirinden tamamen farklı olan kültürlerimiz arasında bir köprü oluşturabilir. TED الملابس التي نرتديها يمكن أن تُشكِّل جسورًا بين ثقافاتنا التي تبدو متباينة.
    Kullandığımız eşyaların, giydiğimiz kıyafetlerin içinde yaşadığımız evlerin davranışlarımıza, sağlımıza ve hayat kalitemize doğrudan etkisi var. TED الاغراض التي نستخدمها، الملابس التي نرتديها المنازل التي نعيش فيها، كلها لديها اثر عميق على تصرفاتنا، صحتنا ونوعية حياتنا.
    Yüzlerimiz olarak giydiğimiz maskelerden bahsediyor. Open Subtitles انه يتحدث عن الاقنعة التي نرتديها كاوجه ...
    Ne giydiğimiz önemli değil. Open Subtitles لا يهم ما نرتديها.
    Yasayı çiğnememiş ve çarşafımı tutmuştum. -Suudi Arabistan'da evi terk etmeden önce giydiğimiz siyah çarşaf- Aynı nedenle hapiste olan mahkumlar bana çıkarmamı söylediler, fakat her seferinde masumiyetimden emin olduğumu söyledim, "Hayır, bugün çıkacağım." TED لم أخالف القانون، لذا فمازلت في عباءتي - وهي عباءة سوداء نرتديها في السعودية قبل ان نغادر منازلنا - وجميع المسجونات الأخريات ظللن يطلبن مني أن أخلع العباءة، ولكني كنت متيقنة من براءتي، لذا ظللت أقول، "لا داعي، فأنا سأغادر اليوم."
    Serbest kıyafet dediğimiz sizin benim giydiğimiz şeyler. Open Subtitles الملابس المدينة هي التي نلبسها عادة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more