"giyeceğimi" - Translation from Turkish to Arabic

• سأرتدي
• سأرتديه
• ألبس
• أرتدى
• سألبس
• سألبسه
• سوف أرتديه
• ارتدائه

Merhaba, acele ettiğini biliyorum. Kırmızı bir elbise giyeceğimi söyleyecektim.
أعرف أنك على عجلة، أردت إخبارك أني سأرتدي فستانًا أحمر"

- Ne konuşacağımı bilmiyorum ama hangi tişörtümü giyeceğimi biliyorum.
لا أعرف ماذا اكتب لكن اعرف ماذا سأرتدي ..

Resmi bir davet değildi ama ne renk elbise giyeceğimi sordu.
لم تكن دعوة رسمية, لكنه سألني عن لون الفستان الذي سأرتديه

Cidden her gece yatağa yarın ne giyeceğimi hayal ederek giriyorum.
إنني حقاً أذهب للفراش كل ليلة وأنا افكر ما الذي سأرتديه في اليوم التالي.

Yatağı iki eşit parçaya böldüm ve ne giyeceğimi bile o seçiyordu.
حتى أني وضعت ربطتين على السرير وجعلته يختار أيهما ألبس

Kendisinin benim ayakkabılarımı benim de onun ayakkabılarını giyeceğimi sanıyor.
إنه يشعر أنه يجب يرتدى حذائى و أنا يجب أن أرتدى حذاؤه

Üzerime bir daha üniforma giyeceğimi hiç sanmıyorum!
لا أعتقد أنني سأرتدي بدلة مطلقاً من جديد

- Elbise falan giyeceğimi sanma.
لا يعني أنني سأرتدي فستاناً لعيناً أو ما شابه

Stajyerler tarafından hobi amaçlı yapılan bir giysiyi giyeceğimi mi düşündün?
لذا أعتقدتي بأني ربما سأرتدي فستان رديء

Büyük babam smokin giyeceğimi söyledi.
لقد أخبرني جدي بأنني سأرتدي بدلة رسمية

Ayrıca cenazemde bunu giyeceğimi bilmek hoşuma gider.
وأحب أن أعرف أني سأرتدي هذا في جنازتي

Sanırım ne giyeceğimi bilirsem orada çalışabilirim çünkü kimse bana ne yapmam gerektiğini söylemiyor.
أعتقد أني ربما لو عرفت ما سأرتديه سأستطيع أن أرجع بالأحداث وأفهم الأمر لانه لا أحد يخبرني بما يجب أن أفعله

- Parayla yok ama sanırım bu yılki Cadılar Bayramı'nda ne giyeceğimi biliyorum.
ليس مع المال ، لا لكنّي أظنّ أنّي أعرف مالذي سأرتديه للهالوين هذه السّنة

Hemen ne giyeceğimi karar vermeliyim. burada hiçbir şeyim yok.
يجب أن أحضر ما سأرتديه فليس لدى شئ

Bu gece ne giyeceğimi belirlemeye çalışıyordum... randevumuzda yani.
لماذا ؟ ... كنت احاول ان اقرر ما الذي سأرتديه الليلة

20 dakikadır ne giyeceğimi seçiyorum.
تطلّب الأمر منّي 20 دقيقة لأقرّر ما ألبس

Mayo giyeceğimi bilmiyordum.
لم أعرف بأنّني قد ألبس بدله السباحه

Ne diyeceğimi, ne giyeceğimi ne yapacağımı söylüyorsunuz
تخبروني بما أقول وبما ألبس وكيف أتكلم

Ne giyeceğimi bilemiyordum, sonra bir mağazada bu oyun kağıdını gördüm ve...
لم أكن أعرف ماذا أرتدى... ثم رأيت هذا الزى على شكل أوراق اللعب

Dans ayakkabılarını getirmemi istedi ne giyeceğimi bilmiyorum.
أرادت أن أحضر حذاء الباليه خاصتها، لذا لا أعرف ما سألبس.

Yarınki Tribe Of Frog'da, ne giyeceğimi soruyorum?
إنني أسألك عمّا سألبسه غدًا في "ترايب أوف فروغز"؟

Sizi her sabah arayıp o gün ne giyeceğimi söyleyeceğim.
سوف أتصل بك كل صباح لأصف لك ما الذى سوف أرتديه

Dört yaşımdan beri okul için ne giyeceğimi seçmemiştim.
لم تتح لي الفرصة لأختيار ما علي ارتدائه للمدرسة منذ أن كان عمري بالرابعة.