"giyemezsin" - Translation from Turkish to Arabic

    • ارتداء
        
    • إرتداء
        
    • ارتدائه
        
    • تلبسي
        
    • أن ترتدي
        
    Sıradan bir yemeğe beyaz giyemezsin. Open Subtitles هذا؟ لايمكنك ارتداء أبيض في عشاء غير رسمي، إنه أنيق أكثر من اللازم
    1885'te o gelecekten gelen şeyleri giyemezsin. Open Subtitles لا تستطيع ارتداء هذه الأشياء المستقبلية في عام 1885.
    Sanırım bazı konularda anlaşabiliriz ama o ayakkabıyı giyemezsin. Open Subtitles أظن يمكننا الموافقة على تلك الشروط لكن لا يمكنك ارتداء هذا الحذاء
    Bu bareti giyemezsin. O bu evi yaptığımız zamandan bir hatıra. Open Subtitles لايمكنكِ إرتداء تلك القبعة العتيقة إنها تذكار منذ أن بنينا المنزل
    Bu kravatı sabah programında giyemezsin. - Ne? - Çok dikkat dağıtıcı. Open Subtitles لا يمكنك إرتداء ربطة العنق هذه في برنامج صباحي إنها ملهية، اخلعها
    Bu elbise bir dula göre değil. Bunu artık giyemezsin. Open Subtitles ولكنه لا يناسب أرملة لا يمكنكِ ارتدائه الآن
    Düğününde takunya giyemezsin. Open Subtitles أنت لن تلبسي القبقاب في حفل زفافك
    Selam. Stella'nın açılışında smokin giyemezsin. Open Subtitles لا يمكنـك أن ترتدي بدلة لحفل افتتاح معرض ستيلا
    Evde ayakkabı giyemezsin, uyku saatinden sonra tuvalete gidemezsin. Open Subtitles لا يجب بنا التحدث مع الغرباء لا يجب ارتداء حذائك داخل المنزل لا يجب دخول الحمام بعد وقت النوم
    Ama şişmanlarsan mayo giyemezsin... ve erkekler senden hoşlanmaz.. Open Subtitles ولكن ان ازداد وزنك لن تقدري على ارتداء بذله سباحه والفتيان لن يعجبوا بك
    2. kural asla ikili giysi giyemezsin. Open Subtitles وهذا القاعدة رقم اثنين، أن كنت لا ارتداء توأم يقع في أي وقت مضى.
    Fotoğraf çekimi için bunu giyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك ارتداء أن للصورة تبادل لاطلاق النار.
    İş gününden sonra beyaz ayakkabı giyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك ارتداء حذاء ابيض في الشتاء
    Aynı yemekte iki elbise giyemezsin ki. Open Subtitles لا يمكن ارتداء ثوبين لحفل غداء واحد
    Callback'e babanın giyeceği kot pantolon ve tişört giyemezsin. Open Subtitles إذاً لا يمكنك إرتداء سروال والدي 'وقميص الركبي وإلى حانة 'كولباكس.
    Siyah pantolonla kahverengi ayakkabı giyemezsin demek için burada değilsin ya. Open Subtitles أنتِ لستِ هنا لتخبريني أني لا أستطيع . إرتداء الأحذية البنية مع البنطلون الأسود
    Kesinlikle o gotik kabuslardan çıkmış elbiseyi... giyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك بجد إرتداء هذا الكابوس القوطي من الفستان
    O polis üniformasını giyersen, benimkini giyemezsin. Open Subtitles إذا كنت سترتدي زي الشرطي، فلا يمكنك إرتداء زيي.
    Şu andan itibaren alışveriş merkezinden alamadığını evin dışında da giyemezsin. Open Subtitles من الآن فصاعدا ، إذا لم تتمكني من شرائه في مجمع للتسوق لا يمكنك ارتدائه خارج المنزل
    Onları buradan dışarıda giyemezsin. Ne yani, onları hatıra olarak mı istiyorsun? Open Subtitles لا تستطيع ارتدائه هنا هل تريدهم كتذكار؟
    Kedi kostümü giyemezsin. Open Subtitles ! لا يمكنك انت تلبسي لبس القطة
    Buluşmada bunları giyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن ترتدي هاتين اليدين في الموعد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more