Sayın Başkan, teröristler patlayıcı yelekler giyiyorlar. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، الإرهابيون يرتدون بدلات مفخخة ولقد هددوا |
Bir, uzaylılar burada ve eşofman giyiyorlar. | Open Subtitles | أولاً، المخلوقات الفضائية هنا وهم يرتدون بزات رياضية |
Burada hâlâ pazen mi giyiyorlar? | Open Subtitles | في اي موسم نحن؟ ألا يزالوا يرتدون ملابس الخفيفة هنا؟ |
Bunları sadece yatarken mi giyiyorlar... yoksa bütün gün böyle mi takılıyorlar? | Open Subtitles | هل هذا ما يرتدونه ليذهبون للنوم؟ أو يتصرفون مثل هذا طوال الوقت؟ |
Gerçekten bağış yaptıklarını arkadaşlarına ve ailelerine göstermek için bunları giyiyorlar. | Open Subtitles | هم يرتدونها ليظهروا لأصدقائهم وعائلاتهم أنهم أعطوا حقا لمؤسسة خيرية |
Bu kızlar mükemmel ve süper komşuları var IQ'ları yüksek ve tasarımcı elbisesi giyiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيات مثاليات جميعهم من احياء رائعه لديهم معدل عالي في الذكاء , و يرتدون العلامات المصممين |
Bazen Meahri ve Tae San, ortalama bir araba değerinde kıyafetler giyiyorlar. | Open Subtitles | فى ايام، ماري و تاي سان يرتدون ملابس تساوي ثمن سيارة متوسطة الحجم. |
Ama eğer ki güneş gözlüğü giyiyorlar ve kamyonet sürüyorlarsa, tehlikelidirler. | Open Subtitles | لكن إن كانوا يرتدون نظارات شمسية ويقودون شاحنة، فهذا خطير |
Kıyafetlerini giyiyorlar, canım. Her sene bunu yaparlar. | Open Subtitles | إنهم يرتدون الملابس، عزيزتي يحدث هذا كل عام |
Kuzeyde... yelek giyiyorlar ve birbirlerini vuruyorlar. | Open Subtitles | أقصى الشمال، كانوا يرتدون الصدريات، ويطلقون النار على بعضهم الآخر. |
Aynı kız değil ama aynı kıyafeti giyiyorlar. | Open Subtitles | ليست نفس الفتاة. ولكنهم يرتدون نفس اللباس. |
Onlar sadece takım elbise giyiyorlar. Muhasebeci olmadığını nerden biliyorsun? | Open Subtitles | إنهم يرتدون البذلات وحسب كيف عرفت أنك ليس محاسباً؟ |
Erişkinler, standart gofre desenli yürüyüş botu giyiyorlar... - ...kadınınkinin ökçesinin dışı kırılmış. | Open Subtitles | البالغون يرتدون أحذية تنزّه مع أنماط تعرّج معياريّة، والمرأة لديها كعب خارجي. |
Etrafta karanlıktan başka hiçbir şey yok ve o başlıkları da giyiyorlar o yüzden yüzleri daha da karanlık çıkıyor sanki kaybolmuş ya da görünmez gibiler. | Open Subtitles | حسناً، لم يكن حولهم شيء سوى السواد، وكانوا يرتدون تلك الخوذات أيضاً، فأين كان ينبغي أنْ تكون وجوههم، |
Aynı giysileri giyiyorlar, aynı saç stiline sahipler, | Open Subtitles | كانوا يرتدون نفس الثياب، لديهم نفس قصة الشعر، |
İnsanlar, Antik Romalılar gibi bornoz giyiyorlar. | Open Subtitles | الناس يرتدون أرواب الاستحمام كأنهم مثل الرومان القدماء |
Bana anlatılan örgütteki adamlar beyaz takım giyiyorlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين اخبرتنى عنهم، يرتدون بزات بيضاء. |
Bunları sadece yatarken mi giyiyorlar... yoksa bütün gün böyle mi takılıyorlar? | Open Subtitles | هل هذا ما يرتدونه ليذهبون للنوم؟ أو يتصرفون مثل هذا طوال الوقت؟ |
Veteriner kliniklerinde de aynen bu kıyafeti giyiyorlar. | Open Subtitles | إنه الزيّ المضحك ذاته الذي يرتدونه عند البيطري |
Ne giyiyorlar, üst rütbelileri nasıl ayırt ediyorlar falan filan. | Open Subtitles | معرفة نوع الملابس التي يرتدونها أو كيفيّة تبيُّن رتبة أحدهم سيفيد. |
Bunları nasıl giyiyorlar anlamıyorum. Sıcak kıyafetler. | Open Subtitles | لا أدري كيف ترتدون هذه انها تشعرني بالحر |
Şeffaf bluzlar, kısa etekler giyiyorlar. | Open Subtitles | يَلْبسونَ قِمَمَ شفّافةَ، التنورات القصيرة، |
Aynı şeyleri düşünüp, aynı elbiseleri giyiyorlar ve kendilerini aynı nedenden kurban ediyorlar... bebekler. | Open Subtitles | جميعهم يفكرون بنفس الطريقة ويرتدون نفس الملابس ويضحون بأنفسهم للسبب نفسه .. الأطفال |
Koruyucu sünger giyiyorlar. | Open Subtitles | هيا, إنهم يلبسون بعض اللبادات الواقية لن تأذيهم ببعض حركات الكونغ فو البسيطة |