| Bu gece o elbiseyi giymek zorunda değilsin | Open Subtitles | ليس عليكِ أن ترتدي هذا الزي الليلة |
| Şimdi çocuklar evdeyken iç çamaşırımı giymek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | الآن علي أن أرتدي لباسي الداخلي بينما يكونون الأطفال في المنزل |
| Bürodaki her kadın erkeksi ayakkabılar giymek zorunda mı? | Open Subtitles | هل على جميع النساء العاملين هنا ان يرتدوا تلك الاحذيه الرجاليه؟ |
| Smokin giymek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطرا لإرتداء حلة رسمية |
| Takım elbise ceketi giymek zorunda kaldım. Zehir resmen! | Open Subtitles | يجب عليك إرتداء بدلة سموم لعينه |
| Bu rahatsız elbiseyi giymek zorunda mıyım? | Open Subtitles | لماذا عليّ أن أرتدي هذا الثوب الغير مريح؟ |
| Evet ama sanki bir ninjaymış gibi maske giymek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | بالطبع، لكن عليك أن تلبس قناعاً مثل النينجا |
| Ki bu iyi bir şey çünkü normal gözükmek için o kocaman eldivenleri giymek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لأنك ليس عليك ارتداء تلك القفازات الضخمة من أجل التعويض |
| Kız kardeşinin görünüşünü sevmesine sevindim ama o kabarık gelinliği giymek zorunda olan benim burada. | Open Subtitles | حسنا، يسعدني أن أختك أعجبها المنظر، لكنني الشخص الذي سيكون عليه ارتداء الفستان الفضفاض. |
| "giymek zorunda değilsin o giysiyi bu gece" | Open Subtitles | ليس عليكِ أن ترتدي هذا الزي الليلة |
| Evde bunları giymek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن ترتدي هذا بالبيت |
| -"giymek zorunda değilsin o giysiyi bu gece" -"Hisler" | Open Subtitles | - ليس عليكِ أن ترتدي هذا الزي الليلة - ... بأني لا أستطيع المقاومة |
| Bir yıl boyunca, benim ayak bileği bunlardan birini giymek zorunda kaldı. | Open Subtitles | كان علي أن أرتدي واحداً مثل هذا على كاحلي لمدة عام |
| Kuzenimin ıvır zıvırını giymek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي أن أرتدي ملابس فتيات أقاربي |
| Bürodaki her kadın erkeksi ayakkabılar giymek zorunda mı? | Open Subtitles | هل على جميع النساء العاملين هنا ان يرتدوا تلك الاحذيه الرجاليه؟ |
| Smokin giymek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطرا لإرتداء حلة رسمية |
| Mike, bunu giymek zorunda değilsin. | Open Subtitles | مايك) لم يجب عليك إرتداء هذا) |
| Bunları giymek zorunda olduğumu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقول أن عليّ أن أرتدي هذه؟ |
| Bakteriler yüzünden birtakım şeyler giymek zorunda kalıyorsunuz. | Open Subtitles | عليك أن تلبس بعض الأشياء بسبب الجراثيم |
| Moira, hizmetçi üniformasını giymek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك ارتداء زي مدبرة المنزل |
| Sadchester, Massachusetts'den ablasının elden düşme kadife pantolonlarını giymek zorunda kalan zavallı bir ana kuzusu. | Open Subtitles | ابن أمّه المسكين من (سادشستر)، (ماسشوسيت)، الذي تحتّم عليه ارتداء بنطالات أخته القطنية |