Binbaşı, koltukta bir GPS takip cihazı vardı ve. | Open Subtitles | أيها الرائد، هناك جهاز تتبع في مقعد البندقيةَ |
İleri teknoloji GPS takip cihazı. | Open Subtitles | جهاز تتبع لتحديد الأماكن من أحدث طراز |
Bütün operasyon boyunca GPS takip cihazı takar. | Open Subtitles | سيرتدي جهاز تتبع طوال العملية |
Onun eski erkek arkadaşı her an karşısına çıkabilirdi, olmayacak zamanlarda ve olmayacak yerlerde. Açık bir laptop taşıyordu ve zamanla Carol, arabasına sevgilisinin bir GPS takip cihazı koyduğunu fark etti. Bu nedenle cihazı etkisiz hale getirmem için beni aramıştı. | TED | في كل مره يظهر لها صديقها السابق ، في أوقات وأماكن غير متوقعه ، كان يحمل معه جهاز محمول قيد التشغيل ، ومع مرور الوقت ، أدركت كارول بأن صديقها قد ثبت جهاز تتبع بنظام الـ GPS داخل سيارتها ، لذا إتصلت بي كي أقوم بتعطيل هذا الجهاز. |