"greyfurt" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجريب فروت
        
    • جريب فروت
        
    • فاكهة الكريب
        
    • العنب
        
    • فاكهة كريب
        
    • فاكه
        
    • الكرافوت
        
    • وجريب فروت
        
    greyfurt suyu bütün istenmeyen şeyleri parçalıyor-- Open Subtitles لان عصير الجريب فروت ينزل كل الاشياء غير المرغوب فيها
    Yarı guava, iki damla portakallı elma çok azıcık greyfurt ve bir dilim limon olsun. Open Subtitles نصف جوافا ونصف تفاح مع رشة برتقال ومع القليل من عصير الجريب.فروت وشريحة ليمون, بسرعة
    Kavun, greyfurt, portakal suyu? Open Subtitles بطيخ ، جريب فروت ، عصير برتقال ؟
    Tatlandırıcı serpilmiş yarım greyfurt. Open Subtitles وعصير جريب فروت,مع رشة من سكر سبليندا.
    Bir greyfurt ! Kimse görmeden nasıl aldın bunu. Open Subtitles فاكهة الكريب لم أر واحدة من هذه منذ فترة
    Beyninde greyfurt kadar ur vardı. Open Subtitles العنب ؟ نعم لقد اصيب بورم كبير كحجم العنب
    Kafeinli pastırma. Pastırmalı greyfurt. Open Subtitles لحم خنزير بالكافيين، فاكهة كريب باللحم.
    greyfurt suyu kalmamış. Karışık meyve suyu vardı. Open Subtitles لقد نفد عصير الجريب فروت لكن هذا عصير متعدد الفيتامينات
    Vezikouterin cebi çektikten sonra bu parlak, greyfurt boyutlarındaki kütle ortaya çıkıyor bu da rahim. Open Subtitles أنا أسحب حظيرة مثاني رحمي لكشف هذه الكتلة في حجم ثمرة الجريب فروت وهو الرحم
    Biliyor musun, bu şey için gerçekten gideceğim bu yüzden biraz greyfurt da koysan iyi olur. Open Subtitles أتدري، أنا سأبذل مجهود حقيقي ،في العثور على اسم جديد .يُفَضّل ان تجهز بعض الجريب فروت ايضاً
    Eminim boynunun yanına greyfurt tutup da karşılaştırmadan önce de bunun farkındaydı. Open Subtitles و أنا واثقة من أنه عَلِمَ هذا قبل أن تحمل حبة الجريب فروت بالقرب منها.
    Bir tanesi bir greyfurt kadar büyüktü. Open Subtitles واحدًا منهم كان كبيرًا كحجم حبه الجريب فروت
    Jo Malone greyfurt ve Kırmızı Kadife kek? Open Subtitles جريب فروت " جو مالون " و كيك " التاج الأحمر " ؟
    Çalışmalarım için daha fazla zamanım kalıyor ve en önemlisi artık sabahın 5'inde greyfurt dilimlemek için kalkmıyorum. Open Subtitles أنت تعرف، لدي الآن المزيد من الوقت لدراساتي وأفضل جزء هو عدم الاضطرار إلى الاستيقاظ في الخامسة صباحاً من أجل شريحة جريب فروت
    Çocuklar, çok şeker yiyorsunuz ama en azından Homer kahvaltıda doğal bir greyfurt yiyor. Open Subtitles أنتما تأكلان الكثير من السكريات ولكن على الأقل يمكن لـ(هومر) أن يأكل "جريب فروت" صحي
    İlaç kullanıyorum ve bu sabah greyfurt suyu içtim. Open Subtitles تناولت الحبة وتناولت عصير فاكهة الكريب هذا الصباح
    İki az pişmiş yumurta, pastırma ve greyfurt suyu. Pazar günü kahvaltıda sana bunları hazırlamıştım. Open Subtitles لقد أعددت لكِ بيضتان مسلوقتين ولحم خنزير وعصير فاكهة الكريب على فطور الأحد.
    Hatırladığım kadarıyla o resim çekildikten iki dakika sonra ekselansları üzerine greyfurt suyu dökmüştü. Open Subtitles ... أعتقدت حوالي دقيقتان بعد أخذ الصورة أن سموها أنتهى وزجاجة عصير العنب فوقها
    Kafasında greyfurt büyüklüğünde tümör buldular. Open Subtitles وجدورمخلفخلف عينه, كبير مثل العنب
    Gerçek, yaşayan bir greyfurt. Open Subtitles فاكهة كريب حية حقيقية
    Votka, kızılcık, taze greyfurt suyu. Open Subtitles فودكا ، توت بري عصير فاكه الكريب الطازجة
    Yedi numara ve greyfurt suyu Open Subtitles رقم 7 مخفف، وعصير الكرافوت
    - Yabanmersini, greyfurt. Open Subtitles "المضيفة: توت بري وجريب فروت"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more