Bu geceki ziyafetten önce, onarlı gruplar halinde odama gelin. | Open Subtitles | قبل مأدبة الليلة تعالوا إلى غرفتي في مجموعات من 10 |
Sadece göç edecekleri zaman böyle büyük gruplar halinde toplanırlar. | Open Subtitles | أنهم يجتمعون فقط في مجموعات كبيرة مثل هذه عندما يهاجرون. |
Sadece göç edecekleri zaman böyle büyük gruplar halinde toplanırlar. | Open Subtitles | أنهم يجتمعون فقط في مجموعات كبيرة مثل هذه عندما يهاجرون. |
Bilmiyorum, ama tüm gün böyle gruplar halinde geldiler. | Open Subtitles | لا أعرف، لكنهم يصلون في جماعات طوال اليوم |
Onlar, gruplar hâlinde dolaşmayı seven, kirli ve acımasız birer ödlektir. | Open Subtitles | أنهم خبثاء، قساة، جبناء" "لذلك يفضلون العيش فى مجموعات كبيرة |
İlk ışıklarla birlikte, köpekbalıkları geldi gruplar halinde duruyorduk. | Open Subtitles | خفيف جداً أولاً، أسماكَ قرش اتت تتطوف . لذا شكّلنَا أنفسنا إلى مجموعاتِ ضيّقةِ. |
150 kişi kadar büyük ve üç kişi kadar küçük gruplar halinde, bu gençler yeni yerler, yeni düşünceler ve yeni bakış açıları keşfettiler. | TED | في مجموعات كبيرة مكوّنة من 150 طفل و صغيرة مكوّنة من 3 أطفال, اكتشف هؤلاء الصغار أماكن جديدة, أفكاراً جديدة ، وجهات نظر جديدة. |
Herhangi bir şeyle tek bir ilişki dahi bulamadım, ama gruplar halinde olmalı. | TED | لم أجد ولا إرتباط بين فرد مع أي شئ، لكن يجب أن يكون في مجموعات. |
Çok sıkı sosyal hiyerarşiye sahip gruplar halinde yaşarlar. | TED | إنها تعيش في مجموعات مع سُلَّم اجتماعي صارم جداً. |
Birçok hayvan büyük gruplar halinde yaşar. Bu, doğadaki en güzel manzaralardan biridir. | TED | العديد من الحيوانات تجتمع في مجموعات كبيرة تعد من بين أروع المناظر في العالم الطبيعي. |
Birinci sınıfa başladığımda, çocukların gruplar halinde oynadığını farkettim. | TED | فعندما كنت بالصف الأول، لاحظت كيف يلعب الأطفال في مجموعات. |
Her öğrencinin notlarını takip ederek değil, problem çözerek, gruplar halinde çalışarak, kendi keşfetmesini ve potansiyelini en üst düzeye çıkarmasını amaçladık, not peşinde koşmasını değil. | TED | ركزنا على حل المشاكل , العمل في مجموعات كل طالب يكتشف و يزيد على إمكاناته الكامنة الخاصة به و ليس ساعيا وراء الدرجات |
Evrimleştikleri bu dünyada insanlar küçük gruplar halinde yaşardı, kendilerinden çok farklı kimselerle nadiren karşılaşırlar, nispeten az seçeneklerinin olduğu kısa hayatlar yaşardı. Onlar için birinci öncelik o an yemek ve çiftleşmekti. | TED | لقد تطورت لعالم يعيش فيه الناس في مجموعات صغيرة جداً، نادراً ما تلتقي أي شخص مختلف بشدة عن أنفسهم، لديهم حياة قصيرة فيها القليل من الخيارات والأولوية القصوى كانت أن تأكل وتصاحب لليوم. |
Ayrı gruplar halinde çalışırız. Bir ses telefon eder. | Open Subtitles | ،نعمل في جماعات منفصلة صوتٌ يتصل بنا، فنقوم بخطف الهدف |
Komünistler, sosyalistler, Hristiyanlar, erkekler ve kadınlar küçük gruplar hâlinde, meydan okudu. | Open Subtitles | شيوعيين، إشتراكيين، مسيحيين ... أعداد من العامه رجال ونساء تحدوا الديكتاتور فى مجموعات متناهية الصغر... |
Ve ortalığın kirlenmesini istemiyorsanız,... ..gruplar halinde tuvalete gitmek istiyoruz. | Open Subtitles | وإذا لم تكن تريد الفوضى إبدأْ بجَلْبنا في مجموعاتِ إلى الحمّامِ |
Dr. Zama tedavi için onları gruplar halinde toplardı. | Open Subtitles | الدّكتور زاما حولهم فوق في المجموعات للمعالجة. |
Yarından itibaren, gruplar halinde yaşayacaksınız. | Open Subtitles | من الغد، ستعيشوا في مجاميع |
Neden ayrılıp üçlü gruplar halinde aramıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نقوم بالانقسام للبحث عنها كمجموعات من ثلاثة افراد |
yeterli olmalı barınak herkese biz uymazsanız küçük gruplar halinde! | Open Subtitles | ينبغي ان يكون كافيا لحماية الجميع اذا انفصلنا الى مجموعات صغيرة! |
Vaktinden önce orada ol. Küçük gruplar halinde gidin ki dikkat çekmeyin. | Open Subtitles | تأكدوا من كونكم بالموقع حسب التوقيت، بمجموعات صغيرة حتى لا تجذبون الانتباه |
Kabarcıkları, sardalyeleri daha sıkı gruplar halinde yakalamak için kullanırlar. | Open Subtitles | فهي تستخدمها لتحيط بالسردين لتجعلها في شكل مجموعات صغيرة وضيقة |