"hüseyin'in" - Translation from Turkish to Arabic

    • حسين
        
    Saddam Hüseyin'in savaşların anası olacağına söz verdiği savaş için. Open Subtitles لمعركة وعد بها صدام حسين أنها ستكون أم كل الحروب
    Aref ve ailesi, New York'a Saddam Hüseyin'in Irak'ından kaçarak mülteci olarak gelmiş. TED فر عارف وأسرته من حكم صدام حسين في العراق إلى نيويورك كلاجئين.
    Şerif Hüseyin'in üçüncü oğlu kardeşleriyle nasıl başa çıkıyor? Open Subtitles و كيف يتعامل الابن الثالث ل شريف حسين مع اخوتة؟
    Saddam Hüseyin'in bir hükümet yalanı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun? Open Subtitles أنت تحاول أن تقول ذلك نبات صدام حسين الحكومية؟
    Ama eğer burada kalmak, senin on metre yakınında çalışmak anlamına geliyorsa... açıkçası, Saddam Hüseyin'in kıçını silmeyi içeren bir işi tercih ederim. Open Subtitles لكن لو أن البقاء هنا يعنى العمل بالقرب منك فبصراحة أنا أفضل أن أحظى بوظيفة خادمة عند صدام حسين
    Bir tanesi; büyükbabam ve ailemin 13 üyesi diktatör Saddam Hüseyin'in hışmına uğramış ve hapsedilmişlerdi. Open Subtitles إحداها هى أن جدى وثلاثة عشر شخصا من أفراد عائلتى كانوا قد إضطهدوا و حبسوا من قبل الديكتاتور صدام حسين
    Artık bombaların Saddam Hüseyin'in tepesine yağmasını sabırsızlıkla bekliyorduk. Open Subtitles الآن لا نستطيع أن ننتظر من أجل القنابل للبدء في إسقاطها على صدام حسين.
    Ve hemen kuzeyimizde Saddam Hüseyin'in bir milyon askeri var. Open Subtitles إلى الشمال منا جمع صدام حسين مليون جندي عراقي
    İngiliz hükümeti Saddam Hüseyin'in son zamanlarda Afrika'da Uranyum aradığını öğrenmiş. Open Subtitles علمت الحكومة البريطانية أن صدام حسين يبحث مؤخرا عن كميات خطيرة من اليورانيوم في أفريقيا
    Haber alma kaynaklarının kanıtları ve tutuklu olan insanlarla yapılan gizli görüşmeler Saddam Hüseyin'in teröristlere yardım ve yataklık yaptığını gösteriyor. Open Subtitles وتكشف أدلة من مصاردنا الإستخباراتية ومن اتصالاتنا السرية مع المقبوضين عليهم أن صدام حسين قام
    Şu 19 hava korsanını düşünün bu sefer ellerinde başka silah ve planlarla ve bu sefer Saddam Hüseyin'in desteğiyle. Open Subtitles تخيل خاطفي الطائرة التسعة عشر هؤلاء ومعهم أسلحة أخرى وخطط أخرى وهذه المرة من يدعمهم هو صدام حسين
    "Irak'ta bulunan her bir patlayıcı aslında Saddam Hüseyin'in, savaş için hazırlık yaptığının birer göstergesi." Open Subtitles ستُعْثر أسلحة الدمار الشامل في العراق أدلة قوية لصدام حسين تزعم وجود
    Janis, Saddam Hüseyin'in her an işgale hazır, büyük bir ordusu var. Open Subtitles جانيس، صدام حسين لديه جيش كبير جاهز للغزو فى أى وقت
    Saddam Hüseyin'in kitle imha silahı yoktu. Open Subtitles أتعلم أن صدّام حسين لم يملك أي أسلحة دمار شامل
    Hüseyin'in kuyumcuya gittiği... ve kuyumcunun onu aşağıladığı... sahneyi arıyorum. Open Subtitles أبحث عن تلك المشاهد التي يذهب فيها حسين إلى محل المجوهرات ويقوم التاجر بإهانته
    Saddam Hüseyin'in hükümdar mücevherlerini sakladığı yere ilk giren ordu kahramanıyla evleniyorum. Open Subtitles .. والذي كان الأول عندما وجدوا ما أخفاه صدام . حسين من مجوهرات العرش
    Uluslararası Atomik Enerji Teşkilatı 1990'Iı yıllarda Saddam Hüseyin'in gelişmiş nükleer silah elde ettiğini onayladı. Open Subtitles وكالة الطاقة الذرية العالمية أكدت في سنة 1990 بأن صدام حسين حاز برنامج متطورلأسلحة نووية متقدمة.
    İngiliz Hükümeti yakın zamanda Saddam Hüseyin'in Afrika'da önemli miktarda uranyum aradığını öğrendi. Open Subtitles الحكومة البريطانية قد علمت بأن صدام حسين طلب كميات معتبرة مؤخرا
    Şerif Hüseyin'in üçüncü oğlu kardeşleriyle nasıl başa çıkıyor? Open Subtitles كيفية التصرف مع إخوته الابن الثالث لشريف حسين.
    Bu da Saddam Hüseyin'in hoşuna gitmemişti. Open Subtitles صدام حسين لم يحب أصحاب الأنفس الحرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more