Çocukken hırdavat dükkanından bir silah çalmıştım ve ben... | Open Subtitles | عندما كنت طفلا سرقت مسدس من محل خردوات معدنية و.. |
Perakende siyaset hakkında bir şeyler öğrenmeden bir gıdım İngilizce bile konuşamayan göçmen bir turşu işportacısından Orta Batı'nın en büyük hırdavat zincirinin sahibi olmaya gelemezsin. | Open Subtitles | لن تنجح إذا كنت مُهاجر مُجرّد بائع مخلل متجوّل لا يستطيع التحدّث بحرف من الإنجليزية في امتلاك أكبر سلسلة محلات خردوات في الغرب الأوسط |
Üçüncü kardeş Terrence, Newark'ta hırdavat dükkanı işletiyor. | Open Subtitles | -نعم (تيرانس) في (نيوارك) لديه محل خردوات |
hırdavat dükkanı ve babamın evi gibi alıştığımız yerleri soymaktan sıkılmıştık ve daha önce hiç girmediğimiz bir yer seçtik: | Open Subtitles | لقد مللنا من سرقة الأماكن المعتادة مثل مخزنِ المعدَّات وبيت أَبّي لذلك إخترنا مكانا لم ندخله مسبقاً |
- Affedersin, oraya gittiğimde hırdavat dükkanı kapanmıştı. | Open Subtitles | - آسف، مخزن المعدَّات أغَلقَ قَبْلَ أَن أصل إلى هناك. |
Babasının hırdavat dükkanı var. | Open Subtitles | والده يملك متجراً للخردة في وسط الدينة |
- hırdavat dükkanı mı? | Open Subtitles | محل أجهزه الكمبيوتر ؟ |
- Packer hırdavat. | Open Subtitles | خردوات باكر. |
- hırdavat derken... | Open Subtitles | خردوات مثل... |
hırdavat dükkanına sor. | Open Subtitles | -تفقد مخزن المعدَّات . |
Babam... Onun hırdavat dükkanı var. | Open Subtitles | يملك والدي متجراً للخردة |
Babamın hırdavat dükkanı var. | Open Subtitles | -يملك والدي متجراً للخردة |
- hırdavat dükkanından mı? | Open Subtitles | من محل أجهزه الكمبيوتر ؟ |