"hırsız gibi" - Translation from Turkish to Arabic

• كاللص
• كلص
• كاللصوص
• مثل اللصوص
• مثل اللص
• أحسبك لص
• مثل لص
• لصٌ

Sanırım Dijon'a yerleşip gece odana bir hırsız gibi gireceğim.
أظنني سأنتقل للعيش في ديجون لكي أتمكن من التسلل الى غرفتك في الليل كاللص

Vedalaşmadan hırsız gibi çekip gitti.
هذا مذهل أليس كذلك ؟ لقد هرب كاللص من دون أن يقول وداعاً

Yeni yetme bir hırsız gibi davranıyorsun! Ben profesyonelce davranıyorum!
أنت تتصرف كلص في سنته الأولى ، أما أنا فكالمحترفين

O'nun böylesine sefil bir şekilde ölmesi adi bir hırsız gibi parçalanması...
موته بهذه الطريقة الخسيسة تمزيقه إرباً كلص حقير

Bunu kontrol etmek için tek yolumuz içeri hırsız gibi sızmak.
الطرقة الوحيدة لتفقد ذلك هي الدخول متلصصين كاللصوص الحقيقين

Mussolini'yi hapise atmışlar, İmparatorluğu kuran adama hırsız gibi davranmışlar.
-نعم، قاموا بحبسه مثل اللصوص . الرجل الذي أنشأ إمبراطورية.

Tam bir hırsız gibi davranmalıydın.
إذ أن مسئوليتك هي أن تكون مثل اللص الحقيقي،

Sana hırsız gibi davranmıcam.
أنا لم أحسبك لص.

Kötü adam acıkınca hırsız gibi görünürmüş.
عندما يكون الرجل المسكين جائعا , فهو يبدو كاللص

Bir hırsız gibi girdim iki saatliğine bu kadar...
..لقد دخلت هنا كاللص .. لساعتين .. .. هذا ما كان ..

Ama gerçekten kim olduğunu biliyorum artık bense burda bir hırsız gibi kutsal tapınağa sıvışıyorum.
لكن الآن أنا أعلم حقيقته ها أنا أتسلل للحرم المقدس كاللص

Ben bunu kabul eder ve hırsız gibi kaçardım.
عن نفسى كنت لآخذها وأجرى كاللص

Gecenin bir yarısında bir hırsız gibi tüyüp gitti. Ne zaman oldu bu?
لقد تسللت في منتصف الليل كلص متى كان هذا؟

Vedalaşmadan hırsız gibi çekip gitti.
لقد غادر من هنا كلص بدون ان يودعني

adi bir hırsız gibi parçalanması
تمزيقه إرباً كلص حقير

Sadece insanların evine giriyorsun diye lanet bir hırsız gibi görünmene gerek yok.
مجرد إقتحامك لبيوت الناس ليس داعياً لأن تبدو كاللصوص

Biraz asit almıştık, mutfak döşemesinde sevişip bir çift hırsız gibi kaçmıştık.
أخذنا بعضاً من الحمض, تطارحنا الغرام على أرضية المطبخ, وهربنا كاللصوص.

Öyleyse bile, bence bu delilikse bunun gün ışığında, geceleyin bir hırsız gibi gizlice yapılmasından daha iyi olacağını biliyorum.
حتى إن كنت كذلك، وإن ظننت من أن هذا جنون أعلم من أنه سيكون من الأفضل القيام به في وضح النهار عوضاً عن التسلل ليلاً كاللصوص

Bir prens düşmana hırsız gibi yaklaşmaz.
الأمراء لايتسللون على أعدائهم مثل اللصوص

Sıradan bir hırsız gibi paralarını mı çalacağız?
لنسرق جيوبهم مثل اللصوص المعروفين؟

Andrea'yı görmek istersem, eve bir hırsız gibi girmek zorundaydım.
لم تُحب حقيقة إن إبنتها كان لديها صديق. كان لا بد أن أنسل مثل اللص إذا أردت رؤيتها.

Hastalık New York'a gece yarısı gelen bir hırsız gibi uğramıştı.
ستريكلر في المرض جاء الى نيويورك مثل لص في الليل.

Hep bir dilenci gibi hissediyorum paralarını almaya gelen bir hırsız gibi.
بكل مرة, أشعر وكأنني متسولة، لصٌ قادم لسلب نقدوهم.