hız ve büyük boyutun birleşimi çatalkuyrukluyu obur bir balık sürüsü avcısı yapar. | Open Subtitles | هذا المزيج من السرعة و الضخامة يجعل من الحوت الأحدب صياداً شرها للأسماك. |
Ama hız ve diğer kuvvetler, merkezkaç kuvvetleri sayesinde, bu iki güç dengeye gelir. | Open Subtitles | لكن بسبب السرعة و بعض القوى الأخرى القوى المركزية تجعل هاتين القوتين متوازنيتين |
Kaçırmalardaki hız ve etki bir zanlı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | السرعة و الكفاءة في الإختطاف تشير إلى جانٍ واحد |
Sadece hız ve kaç kişi olduğu önemli. | Open Subtitles | الأمر يتعلق بعدد الأفراد، وسرعة التنفيذ. |
Artık hız ve isabetlilik aynı derecede önemli. | Open Subtitles | السرعة والدقة هي الآن نفس القدر من الأهمية. |
Ancak şimdi, o manik nöbetler Süper Max içicilerine süper güç, süper hız ve dayanıklılık olarak dönecek. | Open Subtitles | إلا أنه في الوقت الراهن، سترتكب هذه الأحداث المهتاجة من قبل شاربين خارقي القوة، وخارقي السرعة و لا يكلون |
Cerrahlar genellikle hız ve verimliliğe göre değerlendirilirler. | Open Subtitles | غالباً ما يتم تقييم الجرّاحين بناءً على السرعة و الكفاء |
hız ve sürtünme nedeniyle bir bakır parçası kopmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن قشرة النحاس إنقصفت في السرعة و الإحتكاك |
Böylece okyanusun tabanına bir hidrofon yerleştirdim ve bunların herbiri ile aynı hız ve mesafeden geçişler yapıp çıkardıkları sesleri kaydettim. | TED | لذلك قمت بوضع سماعات مائية في قاع البحر، وجعلت كل واحدة من هذه المركبات تطير بنفس السرعة و المسافة وسجّلت الصوت الذي تصدره. |
Dünyadaki çoğu şoförün en basit hatası aşırı hız ve dikkatsizlik. | Open Subtitles | السرعة و الإهمال كان رمز الأساسية معظم السائقين في جميع أنحاء العالم . |
Ama annem cadı Ayana'yı tanıyordu o da ruhlardan hız ve güç lütuflarıyla bahşedilmiş herkesin sağlıklı olduğu gizemli bir kıtanın varlığını duymuş. | Open Subtitles | لكن والدتي كانت تعرف ساحرة، والتي سمعت من الارواح عن أرضٍ غامضةٍ، حيث الجميع بها أصحّاء، ومُنعمين بهبتي السرعة و القوّة. |
Bu hız ve yönü koruduğumuz sürece Stevens 10.000 feet yüksekte olduğumuzu anlayamayacak. | Open Subtitles | علينا المحافظة على هذه السرعة و المسار ستيفنز) لن يعلم أننا على إرتفاع عشرة آلاف قدم) |
Sadece hız ve kaç kişi olduğu önemli. | Open Subtitles | . الأمر يتعلق بعدد الأفراد، وسرعة التنفيذ. |
Veri girişi, hız ve sıfır hata istiyoruz. | Open Subtitles | إدخال البيانات القياسية السرعة والدقة هذا كل ما نحتاجه |