"hızcı" - Translation from Turkish to Arabic

• المتسارع
• متسارع
• سبيدستر
• فائق السرعة
• متسارعاً

Ama planın ters giderse endişelenmen gereken kişi hızcı dostumuz olmayacak.
لكن إن فشلت خطتك، فليس صديقنا المتسارع من ستضطر للقلق منه.

Normalde güç alanını, hızcı, dışarı çıkamasın diye tasarlamıştım.
لقد صممت حقل القوى من البداية لمنع المتسارع من الخروج

Yanılıyormuş. Olabilirmişiz. Her hızcı olabilirmiş, hem de çok şeye gerek yokmuş.
لقد أخطأ، قد نصبح آلهة أي متسارع بوسعه ذلك، ولن يتطلب الكثير

İki hızcı oğlumla birlikte olduğum bir kafeden daha güvenli neresi olabilir?
اسم مكان أكثر أمانا من مقهى مع اثنين من ابناء بلدي سبيدستر.

Biraz düşündüm, Kum Şeytanı ben olsam ve bir hızcı'ya iki kademede saldıracak olsam ...seni yavaşlatmak için mesela sarsıntı bombası gibi bir şeyler kullanırdım.
وأنا أفكر، إذا كان لي الرمل شيطان أنا ومهاجمة سبيدستر على جبهتين، أنا ربما تريد لكنت بطيئا،

hızcı güçlerine sahip biri neden antik bir eseri ister ki?
ماذا قد يريد شخص بقوة فائق السرعة هذا من تحفة قديمة؟

Geriye ise oksijeni serbest bırakacak ısı kalıyor. Bir hızcı ise şimşeği doğal olarak üretiyor.
والتي يطلقها المتسارع بصفة طبيعية في صورة برق

- Neden hızcı arkadaşından seni geçmişe götürmesini istemiyorsun?
لمَ لا تطلب من صديقك المتسارع العودة بك للماضي فحسب؟

Atışmak yerine hızcı ve arkadaşlarına karşı sıradaki hamlemizi belirlesk?
ما رأيكم عوض التشاحن، أن نتبين خطوتنا التالية ضد المتسارع وحليفيه؟

Asıl soru, hızcı neyi değiştirmek istiyor?
السؤال هو، ما الذي يحتاج المتسارع لتغييره؟

Görünüşe göre hızcı dostumuz hakkımızdan gelmiş.
يبدو أن صديقنا المتسارع نال منا.

- Bilmiyorum, hiç görmedim. Senden başka gören bir hızcı da duymadım.
لا أعلم، لم أره أنت أول متسارع أعرف وقد رآه

Neden zaman yolculuğu yapabilen bir hızcı birilerine güvenmek zorunda kalsın ki?
هاك سؤال وجيه: لمَ عسى متسارع يسافر زمنيًا يحتاج للاعتماد على أي أحد؟

Durdurulamaz olduğunu, ilk hızcı olduğunu ve onu alt edeceğini ama önce en değer verdiğin şeyi elinden alacağını.
أنه لا يمكن ردعه أنه كان أول متسارع وأنك هزمته، لكن بعدما أخذ أكثر ما يعز عليك

İlk hızcı olduğu yalanını ortaya çıkarıyor. Bu efsaneyi yayıp, çağlar boyunca kendine müritler topluyor.
صانعًا كذبة بأنه أول متسارع ناشرًا خرافة ومجندًا معاونين على مر العصور

Tek hızcı'nın kendisi olduğunu göstermek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
وسيفعل كل ما في وسعها لضمان وهو سبيدستر الوحيد.

Bir hızcı olduğumda, DNA'm mutasyona uğradı.
وتحور الحمض النووي بلدي عندما أصبحت سبيدستر.

Tam Zoom'dan kurtulduk derken şimdi de bu kötü hızcı mı çıktı?
ونحن في النهاية التخلص من التكبير، وهناك سبيدستر الشر آخر؟

Annen bir hızcı tarafından öldürüldü.
والدتك قتلت من قبل فائق السرعة.

- hızcı kendini köprüye kilitledi.
حبس فائق السرعة نفسه بداخل الجسر للتو.

Ben hızcı olmak istiyorum. Flash olmak istiyorum.
وأريد أن أكون متسارعاً أريد أن أكون برقاً