Bir de saatte 288 kilometre hızla giderken görmen lazım. | Open Subtitles | إنتظر حتي تراها وهي تسير بسرعة 180 ميل في الساعة |
Bir arabanın içindeyken ve araba saatte 105 kilometre hızla giderken bir şey anlamazsın. | Open Subtitles | المشكلة أنك حين تكون في سيارة وهي تسير بسرعة 65 ميلا في الساعة فلن تشعر بذلك |
Colorado plakalı. En son 40. karayolunda Dunphy'e doğru aşırı hızla giderken görüldü. | Open Subtitles | لوحات كولورادو.رأى العنوان أخيرا لدوفي على الولايات المتحدة 40 في سرعة الإنطلاق. |
O hızla giderken tamburlara vurmuş olsa bile bunun kendi hatası olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | حتى في سرعة السباق، لم يكن منحنى (تمبرلو) الذي ترتكب فيه ذلك الخطء. |
Saatte 100 kilometre hızla giderken frene bir bastım. | Open Subtitles | ودست على المكابح وأنا أسير بسرعة 100 كم في الساعة. |
Evet ama Alber Einstein 65 kilometre hızla giderken altıma işememe sebep olmadı. | Open Subtitles | نعم، لكن "ألبرت آينشتاين" لم يتسبب بجعلي أَبلّل سروالي وأنا أسير بسرعة 40 ميلا للساعة |
Kahve kamyonum anlatamayacağım nedenlerden dolayı tamamen fiyasko oldu, ki bu da saatte 80 km hızla giderken Hannah'nın, penisimin başını emmeye çalışması yüzünden. | Open Subtitles | شاحنة القهوة الخاصة بي أصبحت خردة لأسباب لا يمكنني الخوض فيها وعلى الرغم أنها تضم (هانا) وهي تحاول أن ترضع رأس قضيبي في سرعة 50 ميل في الساعة |