"hızlanıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتسارع
        
    • يتسارع
        
    • يسرع
        
    • ترتفع
        
    • تسارع
        
    • تصاعديا
        
    • سرعته
        
    • يتزايد
        
    • يزداد سرعة
        
    • من سرعتها
        
    • بالتسارع
        
    • تزداد سرعة
        
    Benimki yavaşlarken seninki hızlanıyor. Bu hoşuna gidiyor. Open Subtitles إنَّ دقاته تتسارع بينما أنا أموت إنك تستمتع بهذا
    Zamanda ileri geri gidemiyorsanız görüntü nasıl böyle hızlanıyor? Open Subtitles حسنا اذا كان لا يمكنك ان تقدم واو ترجع فى الماضي اذا كيف ان الصور تتسارع على هذا النحو
    Tabi robot eğimli ise, yatay eksene yöneliyor, daha sonra bu doğrultuda hızlanıyor. TED و بالطبع, اذا كان الروبوت مائلاً ، يميل أفقياً، وبالتالي سوف يتسارع في ذلك الإتجاه.
    Kesin olarak söyleyemem ama görünüşe bakılırsa bozulma oranı hızlanıyor. Open Subtitles لا يمكنني الجزم. لكن معدل الاضْمحلال يبدو أنه يتسارع.
    Ama gittikçe hızlanıyor ve ben o treni kaçırmaktan çok koruyorum. Open Subtitles لكنّه يسرع ويسرع وأنا خائف أنني سأفوّته.
    180 yönünde, gezegen yüzeyinden yıldız geçidinden çıkıp hızlanıyor. Open Subtitles الوجهة 180 إنها ترتفع من سطح الكوكب.. من إحداثيات البوابة وتتسارع
    Üst üste dizilmiş yepyeni ürünleri görünce kalbiniz hızlanıyor mu? - Evet. Open Subtitles هل تتسارع نبضات قلبك عندما ترى البضاعة الجديدة مكدسة بعناية؟
    süper! hızlanıyor! Kanat... Open Subtitles مدهش ، بدأت تتسارع ، أين الزر لفرد الجناحين ؟
    Mekikle gidemeyiz diğer gemi yıldıza çok yakın ve Destiny de gittikçe hızlanıyor. Open Subtitles حسناً لايمكننا أخذ المكوك السفينه الاخرى قريبه جداً من النجم و"ديستنى" تتسارع مبتعده
    Nabzı çok zayıf ve kalp atışı hızlanıyor. Open Subtitles نبضها ضعيف ومعدل ضربات قلبُها تتسارع
    Dawn uzay aracı, şu anda yapıyor olduğumuz gibi çok yavaş hızlanıyor. Open Subtitles فإنها تتسارع ببطء شديد مثل ما فعلناه.
    Gezegen çöküşü hızlanıyor. Open Subtitles يتسارع انهيار الكوكب بشكل أسي يستغرق تشكيل الوحدة الفردية دقائق..
    Bu kez cinayetler arasında bir günden az fark var. hızlanıyor. Open Subtitles إنَّ الفاصل الزمني بين قتلِ ضحاياه قد أصبح أقصر, إنَّه يتسارع شيئاً فشيئاً
    - Gelen her neyse, hızlanıyor. Open Subtitles ،مهما يكن هذا الشيء فإنه يتسارع
    Dahası genişleme esasen hızlanıyor. Open Subtitles والأكثر هو أن هذا التوسع يتسارع
    - hızlanıyor. - Bu adamları tanıyoruz. Open Subtitles انه يسرع الامر - نحن نعرف الاحتمالات -
    - Hedef hızlanıyor. - Kaybetme. Open Subtitles الهدف يسرع أكثر - لا تخسره -
    Çantayı ver. Değerler yükseliyor. Kalp atışı hızlanıyor. Open Subtitles أعطني الكيس .الاكسجه ترتفع , نبضات القلب تتحسن هل علي أن أتقدم بالصوره أكثر ؟
    Kenya da hızlanıyor. TED وكينا اليوم تسارع الخُطى ايضا
    Metabolizman giderek hızlanıyor, Kal-El. Open Subtitles (أيضك تقوى تصاعديا يا (كال-أل
    Ters-yön Finch, Gustave ve Gerta'nın yanından geçti ve hızlanıyor. Open Subtitles في الطريق الخاطيء فينش يعبر من امام جوستاف وجيرتا ويصب سرعته الهائلة
    Kalbi hızlanıyor. Basınç artıyor. Open Subtitles ضربات قلبها تتسارع، و الضغط يتزايد اخرجا من هنا
    - Paige ve Ralph metrodalar ve trenleri duraklarda durmadan sürekli hızlanıyor. Open Subtitles (بايج) و(رالف) في مترو الأنفاق، وقطارهما يزداد سرعة ويُفوّت محطات توقف.
    Tamamen hızlanıyor, boşluk yakalaması gerekiyor. Open Subtitles وتزيد من سرعتها تبحث عن منتصف الأنبوب و تنجح في الدخول
    Etrafta. Cevap almak için hızlanıyor ve kolluk güçlerini hedef alıyor. Open Subtitles إنه في المحيط إنه يقوم بالتسارع ليحصل على استجابة وهو يستهدف القوات المسلحة
    Ulaşım hızlanıyor: Gemiye, uçağa biniyorsunuz; bir turiste dönüşüyorsunuz. TED تزداد سرعة المواصلات: يمكنك أن تبحر في سفينة، أن تستقل طائرة، أن تكون سائحا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more